12
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1600
Okunma

Alnımın pasına yas’lı olsa da dilim, aldırma diyemiyorum avuntuların gece karası damlalarına…
Büründüğüm sessizlikte
Titriyor kılcal yaprak
Ellerimde suç ortağı bir beyaz mendille,
Bin hece susup küskünlüğümü
Bir cümle döküyorum terli yankılarımı…
Kelamın gülruh’u hasrete lehçe dökünce
Ayaklanır ruhun gölgesi
Geceden engin yansısıyla
Bir içim hüzün sürer /tükürülmüş isyanla
Gözyaşına benzeyen…
/Kaçıp benden
İçime atıp beni
Yol almak bana kalan
Son güne ölesiye/
Adımlar yorgun
Adımlar gölgesine mülteci
Adımlar, adımlar gölgesini…
Hasret giydikce geceyi düşlerimize
Kendinden uzak
Kendinden kaçak yaşamak kadar zormuş yorgan altına sığınmak
Kendimi avuttuğum virgüllere dayanarak /bir yastık
Bir nokta miktarınca ağlayarak, ömre bahaneler sunarak dalgalanıyorum
Bir tebessüm açıyor gecenin gamzeleri
Batıyor yüreğime kurutuşmuş güllerin dikenleri…
Kendimi duyuyorum kirpiklerimin yankısında damlayan ten tuzuyla
Köpükleniyorum ay ışığında şarkılara
Bir hecede unutup kendimi
Bir ahdan ibaret parçalanıyorum
Bir avucun nasırlı ayasında…
Ölmeliyim diyorum
Evet
Evet ölmeliyim
Herhangi bir masalın
Herhangi bir dağında /adı kaf olmayan
Gün doğmayan bir uçurum yamacında
Pepuk kuşu çığlığıyla
Yalınayak ve yoksul
Sönmeliyim bir yerde
Sigarayla diz dize…
Uykumun dudağı dökmeden kusurları
Bir ayet miktarınca kilitlenmeliyim perde arası
Soğuk bir künyeye ahdimi vasiyet bırakıp
Süt d(ü)işlerimi aramalıyım
Altı yaşında kalmış yüreğimin çoraklığında...
Ölmeliyim diyorum
Diyorum ya
Hala ölmediğimdendir
Kelama sayfalarca selamım
Sayfalarca ölesiye gün yüzüne cihadım…
Bir an bir yerde
Bir öksürükle
Son bir nefes tanıdık gazellerle…
Ölümü sevecek kadar yaşar mı insan?
5.0
100% (15)