12
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
2331
Okunma


göğsümde alevi soluyorum
toprak altına iç geçirip.
güçsüz değil güceniğim
sözlerimin kıyısında kül bağlayan zamana
/bana anne olmayı anlatan çıkar mı aranızdan?
zira ağzında süt dişleriyle geveze çocukluğum
gök gürlüyor anne diye seslendiğimde/
bakın işte bir karakış gecesindeyiz yine
BABAM tütünlü nefesiyle türkü gülümsüyor ağıt ağıt
BABAM lambada ışık
bardakta sıcak süt
ağzımda sevinç
kalbimde huzur....
uzun hikayeleri vardı türkülerinin
vadesiz yarın kadar bilinmez
dün kadar bıçkın ve ah dolu
bir avuç huzur bana bakan gözleri
bir dünya sevinç
ellerimde yüzlerce balon
şenlik ateşi
_anne’m yine kendine çiçek masanın öbür ucunda_
söz yaş olup değiyor tenine aniden
"BABA aklım çıkıyor mutsuzluğuna" demeden hissedip
sıcak bir tebessümle eli şaçlarımda
"sakın düşmesin kaşların adımlarına
duygulandım işte babamı hatırlayınca" diyor
BABAMın BABAsı mı var?
"çocuk BABAM " diyorum usulca
kırık bir keder beliriyor gamzelerinde
BABAM üzgün bir çocuğu susuyor ağzında
üvey cümleler düğüm düğüm yutağımda
söz başka aksın istiyorum çocuk aklımla "üşüdüm" diyorum
sımsıkı sarılıyor
"sana sarılır mıydı "diyorum
fena yalpalıyorum gözyaşları çapraz boydan ellerime akınca
"başımı okşamıştı" diye iki cümleyle özetliyor usulca
uçurumlar açıyor yüreğim bu anımsayış karşısında
_annem iki tane demir şiş
ilmekler aldıkça bir bir
ömür yumağım tükeniyor_
BABA peki ya annen sever miydi seni?
çocuk BABAMın dudakları titriyor
"bilmem
silik bir anı annem
üç yaşından derin bir iç çekiş işte
yeşil gözleri yazdan alıntı
ben o yeşil gözlerde yara"diyor sessizce
donakalıyorum
sesi karlar içinden gelip tenimde buzullayınca
türkü sür/meliyor buğulu sesiyle
acı geliyor bu defa
anlamadığım bir dilden ağlıyorum
BABAM annesine
bense çocuk BABAMA
ikimizde çocuğuz!!!
kazağımın kolu çevirip yüzümü siliyorum
ellerimle BABAMın
gözlerini öpüyorum
üstüme başım ayrılık
sesi ardında gülümsüyor
canımı yakıyor annesizliğe yenilgisi
_anne’m üzerlik duvarda kendine kalabalık tütsüleniyor_
soluksuz birşeyler anlatmalıyım
yangından kaçar gibi
söz bıçak olsun istemiyorum
bir telaşım ağrılı
BABAM ağlamasın
kırık bir tebessümle bakışına razıyken
sustu kendini
gözleri iki uzaklık esiyor
buz kesmiş zaman sabır çiçekleri açıyor uzaklığına
sevinsin istiyorum diyorum ki
"BABAm benim seni en çok seven"
oysa;
annesi iki kirpik ağladıkça büyüyen
kavalına alıp nefes nefes çocukluğunu tütsülüyor
ayrılık susuyor derin derin
kavuşması olmayan
_anne’m baş parmağını sallayıp yerimi gösteriyor _
geçtim korkundan
BABAMı anlıyorum...
BABAcığım külünle kalbimi örttüm
sevgim dua dua yorgan olsun mezar taşına...
//uykusu derin olanın düşü olur
gittiğinden beri en ufak çıtırtıya yüreğim çarpıntıda
gelirsin diye kulağım eşiklerde
anladım ki ayrılık senden yapılmış BABA
dönüp dönüp seni gidiyorum cümle başı
ayrılık ki ünlemim her satır sonunda//
çocuk kadından çocuk babama 12 yılın can yakan özlemiyle...
Hazal Karadağ