4
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
5482
Okunma

Başucuna üç beş sarıpapatya
Birde rüzgârı ağıt ağıt harlayan şiir bıraktım
Son bakışını kalbime mühürleyen ağır akşamdan kalma
Uyu Binnur Hanım uyu
Taş kesildi gülümsemen
Ve gülümsediğin herkes
Bir de portakal çiçeği kokacak hikayen…
Aşk olsun be!
Hiç yakışmadı üstüne o kötü elbise
Yorgunluğa kaş çatışını anlıyorum da
Ayrılığa tutunan bakışlarında boğuluyorum
Giden gelmezmişleri giyinmenedir bu üşümem
Binnur Hanım!
Sustum harf harf
Hece hece
Kalbi kalbinle ürperen
On üçüyüm şubatın
On üçündeyim günlerdir gözlerinin
Ellerini öperken
Başını göğsüme yaslayıp
Köklerine yaş döktüm bahar yeşili gözlerinin
İki gözü iki kız çocuğu Binnur Hanım
Uyan uyan Allah aşkına ışık/sızım
Gölgeme yaslan!
Dilime sığdırdığım harflerle sana gelmiştim Binnur Hanım
Ruhun kuşluk vakti müdavimi olurken cennetin
Senden kaç ceset çıktı bilsen!
Herkes kendini bir daha öldü
İki kürek toprak kokusu yayarak
Oksijensiz savururken yokluğunu
Sen çiçek açıyordun mezar taşına
Ölüm tarihini şerh düşüp
Gözyaşının sağnak sağnak insan ruhunu yaktığını bilmezdim Binnur Hanım
Penceresi yağmur vuran bir ayrılık şimdi odam
Esmer bir avazım geceye susan
Sana b/ölünüyorum sualsiz
Halsiz ve Yaradan’a hadsiz cümleciklerle
Yani biz sevgili dostum Binnur Hanım
Uzun ince bir yoldaydık seninle
Kalbin gövdene yük oldu
Plansız bir ürperişle değişti rotan
Yine tanıdık bir zaman esrimesi yani
Oysa
Güle güle denirdi gelecekmiş gibi gidene
Bu defa helal edeceğim varsa hakkım gelmeyecekmiş gibi gidişine!
Aşk olsun be
Aşk olsun!
Hazal Karadağ
5.0
100% (11)