10
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1223
Okunma

Rose
ve
Sutean’ın
aşk’ının...
hikayesi
hangi şimal rüzgarı getirdi seni kumsalıma
hangi boş şişenin içine girdi siluetin
ben ellerimle yürek havanında döverken sevdamı
sen kor ateşler saldın ıslak yakamozlara
dinle!... Sutean’ım
şafak vakti sallanır kirpiğime mahzun asaletin
hırçın tayfunlarında dolanır boynuma kaprislerin
vaftizi bekleyen “haluk’un amentüsü”
değiştirir mi günü tersine
anlat!... sutean’ım
gözyaşlarında beslediğin pembe güller
duruyor mu hala rıhtımda
bilirim her sabah sevginle sularsın yüreğimi sutean
parmaklıklar arkasında sabır tozu içerken nefesin
dişlerini geçirirken zamanın avare çatlağına
deli fişek kükreyişin /mağrur adamlığınla
göğsünü siper edersin bulutlara
ve ben
hep tomurcuk kalacağım hiç koklanmamış dudaklarında
sana yemin!...
gözlerime mil çekeceğim zindanlarımda
sen doğana kadar kör karanlığıma
güneşi gözlerinde hapsedeceğim
buhur kokan yalnızlığımda gamzelerinde uyuyacağım
bak yıldızımız kaydı ak deniz semalarından
sakla avuçlarına
cadıların gün batımı zamanı oynuyor felek oyununu
kalem şimendifer olmuş paslı raylarda
yürek ezgileri tutuklu kaldı gramofonumda
her ne kadar “acıyor” olsa da içime akan sevdan
gülümsüyorum mutluluktan
şimdi sutean;
bir dilek tut
Rose ve Sutean aşkına
ek tüm gülleri (rose) sevenlerin kışlasına
söz
damarımdaki kanımla sulayacağım
bir gün
unutup taş olsan da
bir ömür yüreğimde
saklayacağım...
5.0
100% (5)