4
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
2007
Okunma
Günlerin nasırını kazıyor balıkçı teknesinden
Bir kâhin yalnızlığında üşüyor
Demlendikçe içine acılar
Sırtına vurulmuş mühür kadar yanık
Ve gözbebeğinde ateşi sönük
Ağıtlarını yakıyor sabahın
Karşıt pencerenin kolunda
Sabahlayan çaresizlik dökülüyor bahçeye
Daha henüz çiğ düşmemiş asma yaprağına
Elinde nikotin, saçları dağınık
Bir turnanın bakışlarına karışıp
İri/kıyım yalnızlığını tarıyor aynada
Cebinde biriktirdiği çöpler
Denizsiz kentin çukurlarını dolduruyor
Daha kuzular henüz emişmemiş
Uykusunda yatıyor kör karanlık
Perdeden kan kızılı
Ezan sesi sızıyor mezar taşına
Yalnızlığına düşen tohumun gölgesinde
Kendi uçurumuna yürüdü çıplak ayak
İzlerinde aşk kefeni
Dünlerin yasına bağladı geceyi
Mimozaların senfonisine takıp ağlarını
Sarp kayaların ıslık sesiydi yüzüne vuran
Ve Martı kanatlarında ay tutuldu
Yalnız sabaha daha çok var.
Ümmü AŞCI
28.08.2015
5.0
100% (11)