9
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
4552
Okunma

Burnun kulağı geçti palyaço bakışlı mah/senim !
Öyle ya
Her gece sana rövanş biçtiğin kefenin
Diş arasına sakladığın umut kırıntısı
Belki de
Soğuktu ayazın kır sakalında serpiştirdiğin gelecek
-dudağında ince bir iz düşüm-
Sahte bir tebessüm gibi sırıtan kırılgan duvarlar
-ıı-
Ne zamandır eski şarkıları sakladığım
Kırk/beşlik plaklar çalmıyordu megafonumun
Sakıncalı piyadelerdi belki anıların iki şakağında
Karanlık odamın duvarları da solmuş,
Toz kaplamış duyguların üstüne örtülen kırmızı duvağın
Örümcekler ağ otağında kurulmuş ser’e serpe
Kurtlar içini kemirdikçe kemirmiş
Horoz sesi duymamış eşsiz nağmelerin dudağından
O ince,
O naif,
Yürekten kopup gelen
Boş çerçevede asılı kalmış siyah-beyaza bandırılmış mısralarım
-ııı-
Elimde
Tüyü bitmemiş yetim gibi duruyor yıllar
Gözleri masum/ gözleri ağlamaklı
Bir o kadar da çare/siz
Yarım kalmış, maskeli tutkular
Ki! Onlar…
Dram’sı yazılan
Üç makaralık sahte oyun(du)lar!
-ıv-
Ne kadar toplamaya çalışsam da
Uzun metrajlı film gibi dağınık duruyor
Duvarlarda bulaşığı kalmış çentik aforizmalar
Gülüyordu tiz sesli maskeli baylar ve bayanlar
Yabancılaşmış yüzlerdeki kırık faylarda gizli
Benden içre damıtılmış mahzenimdeki toz ve kalıntılar
-v-
Çektim gün/eşin sisli perdesini "mişli" geçmişin ela gözlerine
Dudağında çiğ-dem ısırığı dişlerin sürüngen beyni
Hanidir sulamadığım demir pervazımda solmuş mor- kar-an-fil
Yabancılaşmış bir benliğin son repliğinin keskin kokusu tütsüsünde
Kırdım bir bir/
Burnu uzun kırk-beşlik tüm palyaço’lar
Ümmü AŞCI
(üma)
5.0
100% (15)