( Adımı eş düşMÜş adına
Tanrı kıymış nikâhımızı şahit olmaz beşer)
Kirpiğinin defne kökünde filizlendi
Bahar kokusuna değen nefesin
Denizin eteği köpürdü
yıldızlarda
Gözlerimde bir tutam gün/eş
Yıldırım düştü yüreğime
Sen çarpması
Ellerin badem
çiçekleri açar saçlarımda
Taranmamış anıların gizli bahçesinde
Tuğlası dökülmüş
Ahşap basamağı sökülür dünlerin
Siyahı kundaklayıp
Maviye boyadın sararmış gençliğimi
Paçalı güvercinlere yem atar
hasretin
Bilirsin
Dilim pek ikrar edemez duygularımı
Yaşarım seni kendi bedenimde sustuğum sensiz saatlerimde
Sen
sevgili!
Uzun vadeli
aşkın finansmanı
Gözlerinin
cennetinde sürmelendiğim adam
Karşılıksız çek verdim “sen” karışığı ömrümü
Yalnızlık sokağımın engin çatısı
Özlem yazılı sensizlik tavanımda
Ölümün ezanı okunsa da kulağımıza
Bizim
aşk’ımız
An’lık değil !
Beşikten mezara...
Cennet kundağına sarılmış bedenimiz
-Kader çekilişinde-
Büyük ikramiye(m) biletimiz
Ümmü AŞCI
(ÜMA)