14
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2802
Okunma

(d)okunma şiir sokulma!
bilirsin ki
daralmaktan geçer dikenlerini batıran bu yol
kopmadığı için gerilir hayat ipin ucundan sallanıp
kimi zaman isyana yatırdığın gözlerin
beklenmedik bir anda ışığı görünce
uyanırsa uykusundan
hiç şaşırma!
bu şehir ne zaman sessizliği gözlerine sürme çekse
o vakit puşt yalanlar kirini bulandırır yüzüme
dudaklarım satırlar dolusu serilse ayaklarının dibine
içimdeki güvercinler kanatlanır teker teker göğe
...
ortadan ikiye kendini ayırması gibidir bir yol ayırımında sürüngen ayakların
habersiz ve izinsiz girişi yasak bölgelere utangaç tavırlarla çullanırken
kim(sesiz)liğini üzerinde hayalet gibi dolaştırıp havalandırmak istersin
haneye tecavüzden göz/altı sıyıran sözcüklerin isyanını bastırayım derken
bir gece vakti çat kapı oltana düşen çakal bakışlı gözlerle karşılaşırsın
yetim bir yalnızlıkla olmadık yerde ya saçlarını
ya da vicdanını okşamalarını beklersin
teselli olacağını sanırsın vücudunda dolaşan d/ilsiz ellerini
bilmezsin elekten süzülüp avuca sığmayacağını
gayriihtiyari seni ayartmak isteyen duyguların!
yüreğinde kıyameti kopacak gibidir dualarında secdeye duran sevapların
bir kasırganın çengeline kaptırıp yara almadan sağ çıkmasını beklerken
sol g/özüne süresi çoktan geçmiş intihar yeminlerini
sağ g/özüne baştan çıkartacak kıvırtma sevda şiirlerini
tırnak işareti açık kalmış yarım sözlerle batırmaktan zevk alırsın
sonra kendini yargı masasında bacak arası görüşlerden
ve salyalı bakışlardan sorguya çekilirken bulursun
kapı aralığından içeri süzülen ışığı kurtuluşun bellerken
görmezsin merhameti yoktur pişmanlığa dil döken
hesabı hayli kabarık vadesi dolmuş sürüsüne günahların!
aklını oynatan ve gramerini son kez gözden geçiren satırların
çareyi bir tımarhanede hap üstüne hap içip uyuşturulup
telaşlı harflerini koynunda uyutmak istemesi gibidir zavallı hallerin
musallat olan çığlıkların tüm suretleri çarparken duvarlara
alnına deli damgasını yedirip sözcüklerle oynaşmayı akıllıca sayarsın
yeni bir kılıf uydurursun dem vurmak istemediğin duygularına
bir yandan avuç avuç yerden topladıklarına son rötuşlarını verirken
diğer yandan büzüştürüp atarsın çabucak
duymazsın acısını bile artık iğne gibi batan sözlerin
ve de suçuna ortak ol(may)an mülteci gezinen bakışların!
şimdi soluna dönsen s/ağır duvarlar
sağına sövsen etek ucuna pay biçtiğin hovarda laflar
sana uzak diyarlardan el sallarlar
d/okunucak olsan kısalır sanırsın çapkınlığı harflerin
ama yanılırsın!
gitgide uzar doğurtkan karanlıklar
kaçayım derken yerde boynuna sarılırsın
varmazsın ki farkına efkârını dağıtırlar!
...
bu şehir ne zaman sensizliği serseri kılıklı giyinse
o vakit p/iç yalnızlıklar doğar göz bebeklerimde
şimdi buruşturup atsam şiiri ne fark eder?
sesime kulak versen de olur vermesen de!
Meral Gül