43
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
4738
Okunma

bu şehirde sen yoksun...
yağmurların sıkça uğradığı
karanlık bir ülkenin sürekli ıslanan kentiyim
maviden uzak siyaha çalan rengini
içime akıtıyor gözlerim
karıştırıp nemli toprağa ellerimi
kokumu içten içe sindirip
küskünlüğünü giyinen çocuk gülüşlerime inat
üstünü örtüyorum ölümün kefensiz giderayak
her geçen günde
ağıtları arkadaş gibi yanına bırakarak
üzerinden basa basa geçiyorum solan güllerimin
nereye b/akarsam b/akayım
yaş doluyor gözlerim
nereye k/açarsam k/açayım
ıslanıyor her yerim
hani gökten düşen damlalar
dudağımızdan bizi öperdi
şemsiyesine tutunduğumuz
çınar ağacının altında
ne vakit dertleşecek dost arasak
dalları avuturdu
ne vakit yalnızlığı oynasak
yaprakları uyuturdu
usul usul dökülüverirdi sonra
mahcup gözlerini kaçırarak
hüzün desen gamzelerinden yoksun
ezelden alın yazısıydı
ulu orta yerde çekinmeden
soyunup giyerdik ütüsüz
ayaklarımızın dibinde
diz çöken sipariş elbisesini
nereye yağarsam yağayım
yaralıyor sözlerim
nereye koşarsam koşayım
tıkanıyor nefesim
günler aylara darbesini vururken
dakikalar da saniyelerin katili olurken
faili meçhul cinayetleri işleniyor sürüsüne ellerimle abuk subuk kelimelerin
kitaplar arasında boğularak can veren
onca gülün hatırına
gönderilmemiş bomboş mektuplara
süslü harfler giydiriyorum bülbül kesilip
nereye dokunursam dokunayım
kanıyor ellerim
nereye sarılırsam sarılayım
üşüyor bedenim
bozguna uğramış talan edilmiş köyleri
mesken edinirken ayaklarım
anadan doğma üryan ortalıkta geziniyor aklım deliliğe soyunup
zebaniler iblise haber salıp yolumu gözlerken
Araf’ta sözü kesiliyor sazsız zurnasız
yüreğimde kopan tüm ayinlerin
nereye gidersem gideyim
karanlık basıyor
nereye dönersem döneyim
yalnızlık bakıyor
bugünler dünleri hep azarlayıp
dizlerinde döverken
yarınlara gebe kalıp mavili düşlerinde
uyuturlar ertelenen umutlarını
yüzü kara yarınlar verdiği sözü unutup falakaya yatırırken dünleri
ömrü dilenci olmakla geçer bugünlerin
sayende bir dilenciyim artık
yolunu gözlerken yarınların kapısında
dudağımda inatla nöbetini tutan hüzün
senden bana hatıra olsun
kalbim gibi atıp dursun yokluğunda
ne olacaksa olsun
çorabı kaçmış bu sözler
ve dikişleri sökülmüş bu şiir
benden sana hediyem olsun
kim ölmüş ki aşkından?
adını bilmediğin bu yerde
sevdam da tükenir gider kahrından!
Meral Gül