31
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
7245
Okunma

ne vakit davetsiz gelen içimdeki misafir depremler patlak verse
seni bile yok edecek kadar siyaha bulanıyor gözlerim
bir isyan bayrağıdır yüreğimde sallanan boş sevda
önceden sana doğru gelen ısmarlama ayaklarıma
şimdi çamur batak demeden yolunu değiştir komutunu veriyorum
ben ki güneşi yatırırdım her gece koynunda
yıldızları koparırdım tel tel saçlarına örüp
aydınlansın diye gül yüzün ayın rengini çalıp
yolunda kul köle kimseye söylenmemiş sevgi sözcüklerini
mutlu olasın diye sırf senin için her gün yenisini doğururdum
artık içimdeki yaralara tuz basacak kadar
gürdür yüreğimdeki kopan çığlıkların sesi
tut ki payına düşen cinnetine bir ortak arıyordu yalnızlık
ve tut ki dilimde yasaklı ezgiler söyleyip meydanlarda
düşlerimi arıyordum kayıplar listesinde ilk sırayı alıp
sen ise günahlarınla yüzleşemeyecek kadar korkak ve yüzü kara
ellerini açmış semaya ettiğin dualarla Tanrı’dan merhamet dileniyorsun
kabul olunmayacağını bile bile beni de arkandan sürükleyip
amel defterinde adımın geçip de amin dememi bekliyorsun
bilirim bir daha gelmez artık yalancı baharlar
gözyaşı dökmek nafile açmaz hiç kırmızı güller
siyaha çaldı bak uçmaz umutla mavi bulutlar
yokluğunda sana hasret ıslanmaz artık şiirler
gecenin sessizliğini yırtarken çığlık
beni benden alıp habersiz götüren aklımı çağırıyordum ötelerden
oysa o rengârenk bir kelebekle ömrünü takas etmeye dünden razı
uçup gitmişti çoktan yanlış adrese maviye karışıp
siyah beyaz harflerle sevgi kelimelerini yağdırıp
üflenilse düşecek durumda ağırlığım
tut ki azgın dalgalarla boğuşuyor olacağım denizde
ya da yüreğim dinmesini bekliyor kopan fırtınanın
o sıra senin kulağıma eğilip ezgi ezgi fısıltılarla
..."ağlama Munzur’un kızı seni seviyorum"
demeni bekliyor olacağım ...
Meral Gül