23
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1574
Okunma

bir çocuk oynuyordu usulca
kötülüklerden uzak
savaşlardan ırak
güle güle, doya doya
koşuyordu dışarda
gülücüklerini dağıtıp etrafa
güneşi topluyordu avuçlarında
...
bir çocuk ağlıyordu dışarda
uçurtması minik ellerinden
kaymış, uçmuş gitmiş havaya
gözyaşı döküyordu arkasından
daha küçük, küçücüktü
kan kırmızıyı tanımıyordu
solumuyordu barut kokusu
mayınların üstünde bir aşağı bir yukarı
hop, hop, hopluyordu
henüz bilmiyordu
herşeyi oyun sanıyordu
uçurtmasının ardından yaşlı gözlerle
yakalarım diye ufacık adımlarla
düşe kalka koşuyordu
çocuktu işte anlamıyordu
çok sevdiği uçurtmasını geri istiyordu
...
bir çocuk yavaş yavaş ölüyordu
günlerdir ağzına bir lokma girmemiş
derisi kemiklerine yapışmış
zar zor nefes alıp veriyordu
aslında çoğu gözler onu görüyordu
ama nedense kimse el uzatmıyordu
çukura düşen gözleri "kurtarın beni" dercesine
etrafa acı acı bakıyordu
bir candı günbegün eriyip biten
bir nefesti soluğu ani kesilen
kim bilir belki o da bir kuş, bir bulut olacaktı
uçacaktı mavi gökyüzün(d)e hür ve özgür
koşacaktı ya da yalın ayak güneşe doğru
belki de kayan yıldızları toplayacaktı gökyüzünden
bırakmayacaktı hiç
tutunup sıkı sıkıya
yatıracaktı sıcacık koynunda
bir çocuk son nefesini veriyordu
gözleri çukura düşmüş, rengi solmuş
dermansız cılız bedenini
artık toprağa teslim ediyordu
son anda yabancı bir el
eline dokunuyordu
kendisi olanlardan habersiz
cansız yerde uzanıyordu
yürekler (d)ağlatacak
ve (y)akacak acı görüntüsü
bir fotoğrafçı tarafından
sıcağı sıcağına
tam o sıra çekiliyordu
bir masum çocuk daha
küçücük yaşta çaresiz
aramızdan kayıp gidiyordu
kolay kolay unutulmayacak
ve ağıtlar yakılacak resmi
şerit gibi gözlerimizin önünden
ha bire geçip duruyordu
M&G..