öyle bakıp da durma gülizâr gitmeliyim
yolum yivli kayalık ve uçurum çeperi
kızılcık dallarında süreğenleşmiş mevsim
solmuş gözbebekleri rengârenk çiçeklerin
en mâsun sûretimle çiy düşerken seferî
iç çekişlerim kalır koynunda derin derin


seyrim bıçak sırtıdır uğrağım taşlık kepez
geç kalırım gitmezsem devrin hoyratlığına
ve kaya mezarlarım daha fazla beklemez
aman vermez mahfuza horasan harcında kil
gün hüznünü sağarken tılsım yüklü yığına
ben çığlıklar sağarım kapında çipil çipil


öyle bakıp da durma gülizâr gitmeliyim
tınaz nehir artığı ve yoz kanyon batığı
karınca adımında mahcup düşmüş bir erim
ve bozulmuş yuvayım dört bir tarafı afif
buzullar emzirirken yanağım güz yanığı
doğar vakte aniden gülüşüm elif elif


hazin hilkâtler bürür hanûmanını birden
ve kalırsam utanır vuslat musikîleri
hiç beklemediğin an hiç ummadığın yerden
bir hicrân akıverir esrimişliğe maruz
ve hasret mühletinde bakınırken zemherî
baharı müjdelerim adına nevruz nevruz


öyle bakıp da durma gülizâr gitmeliyim
gergin huylu vadiler yayvan kayaç torluğu
yaban rüyalarımda renklendirilmiş resim
ve zakkuma dönüşmüş sarmallarıyla ahlat
geceler balyozlarken kuşluğa tomurluğu
o yalgın bakışlarım uçuşur kanat kanat


bağlar bahçeler virân hayıflanır andelip
bağban isyanı yürür asırlık muradıma
gitmezsem telâşlanır dudağımda küllenip
kurutur yarınları göğsümdeki haykırış
en nüzhet mahremlerin yansırken miradıma
tövbem ile tararım o şehri karış karış


öyle bakıp da durma gülizâr gitmeliyim
cebrimde sıradağlar ve bir bozkır örtüsü
çoraklaşmış felsefem düşün ebrulî betim
kaldırmış perdesini korkum ki salkım saçak
ala sayvan günlerin bozulurken ütüsü
yağmur rüzgarlarıyla gelirim ıslak ıslak


birazdan saçağını dalgalandırır keder
inat damarım tutar sözüm geçmez sözüme
ayaklanır yüreğim hudutlarını çiğner
ve sonra buselerim dökülür siyim siyim
tahammül kırbacını savururken yüzüme
öyle bakıp da durma gülizâr gitmeliyim


altıocakikibindokuz-tarsus

hakan ilhan kurt