9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2017
Okunma

“Birbiri ardınca gönderilenlere andolsun; Derken kökünden koparıp savuranlara... Yaydıkça yayanlara… Böylece ayırdıkça ayıranlara… Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara; özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) veya uyarmak için. Şüphesiz, size vaat edilen gerçekleşecektir.” Sûre-i Mürselât, 1. ile 7. Ayetler arası
kıvrım yollarda başlar zamana tutunduğun
gün ortasında doğan sessizlik dolu ilham
ve yangında salınır çil yanağında yorgun
upuzun saçlarına bağladığım salıncak
masmavi gidişleri kuşatan o kalın cam
bir yol hikâyesine yaslar aşkı korkarak
hırçın ruhta avuntu yolda yolakta fasıl
işlek mısralarıma dökülen güzelliğin
sözcüklerde mûsikî banket üzeri çakıl
ve su birikintisi olur darmadağın yâr
kış uykusuna yatar vakte vurulan perçin
ve değişir rengini alıp gittiğin bahar
kıvrım yollarda başlar perdelendirilmiş dem
yüzüme çarpıp duran duvar kadar sersefil
bir değil iki değil kayba uzayan özlem
ve boynuma sarılan kar yanığından ayaz
melûl melûl bakınır avuçlarımda kandil
akkora keser gövdem birden bire bembeyaz
gezer başımda aklım dolanır diyar diyar
tutunur bir damlaya kıyılmaz olur öfkem
fotoğraflarda üşür yetim bir çocuk kadar
devri yâr yalnızlığa mil çekilmiş güvercin
kanatlanan efsûndur gün aydınlığı gizem
bir perçem gül yaprağı ve dudağında zeytin
kıvrım yollarda başlar sekiz saate sığan
toprağa sığmaz olan seksen senelik ömür
kıvrım yollarda başlar yağmur misâli yağan
rahvan serenâtlarda anlam bulan izâhat
ve ilâhî teselli parlayan göğsüm özgür
kıvrım yollarda başlar yâr Sûre-î Mürselât
yediaralıkikibinsekiz-tarsus
hakan ilhan kurt
5.0
100% (1)