0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
29
Okunma
Gökyüzü,
dudaklarını yeryüzüne uzatıyor sessizce.
Her damla bir sır,
her damla bir nefes.
Nihal yürür boş sokaklarda,
ayak izleri birer dua gibi ıslanıyor;
yağmur, onun adıyla konuşuyor
ve şehir, eski hatıralarını yıkıyor.
Rüzgârın saçlarını savuruşu,
bir tasavvuf makamı gibi:
her hüzün nota,
her melankoli ezgi.
Ve Nihal,
gözlerinde görünmez bir deniz,
ellerinde kayıp zamanın hatırası
ve kalbinde sessiz bir feryat.
Damla damla,
varlığın maskesini düşüren yağmur
her şeyi boşaltıyor;
hatırlamak mı, unutmak mı
daha gerçek?
Gece gelir,
yıldızlar arınır gökyüzünde,
Nihal’in nefesiyle
birer ışık olur
ve dünya, bir kez daha kendine gelir.