0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
50
Okunma
Saatin geç olduğunun bende farkındayım,
Ama uykum gelmiyor; gelmek istemiyor.
Karanlık içinde dolaşıyor düşünceler,
Her biri ağır bir yük, omuzlarımı eziyor.
Gözlerim kapansa da, ruhum açık kalıyor,
Bir hayalet gibi, sessizce dolaşıyorum.
Uykusuzluğun soğuk nefesi tenimde,
Ve her nefeste biraz daha derinleşen bir boşluk.
Zaman, sanki durmuş burada, bu geceyle birlikte.
Gecenin ağırlığı, kalbimin derinliklerine işliyor.
Kelimeler boğuluyor boğazımda,
Ve ben, kendi karanlığımın içinde yalnızım.
Ne umut var ne teselli,
Sadece bu ağır sessizlik.
Uykusuzluğun kıskacında,
Bir ben varım, kırık ve yorgun.
Ve işte, karanlık yavaşça içime işliyor,
Her an, her saniye daha da ağırlaşıyor.
Gözlerimin önünde dönüyor, kırık hayaller,
Ve kalbimde yankılanan, suskun çığlıklar.
Duygularım, bir kuyu gibi dipsiz,
Çekiyor beni içine, çıkış yok, yok umut.
Kendimle savaşırken, kayboluyorum,
Ve kaybettiğim ne varsa, yük oluyor omzumda.
Uykusuzluk değil sadece bu,
Bir tür mahkumiyet bu gecede,
Kendime çektiğim zincirlerin farkındayım,
Ama kırmaya gücüm yok artık, yoruldum.
Bütün kapılar kapalı, bütün yollar yokuş,
Her adımda biraz daha düşüyor içim.
Ve ben, bu karanlıkta,
Bir yalnızlıkla örülü mezarda yavaşça soluyorum.
Ve en derin karanlığın içinde,
Sönmüş umutlarımın külleriyle baş başayım.
Gözlerimde yorgunluğun izleri,
Ve kalbimde kırıkların sessiz mezarı.
Artık ne direnebilirim, ne kalkabilirim,
Yoruldum, tükendim, kendimden vazgeçtim.
Çünkü bazen en ağır yük,
Taşımak değil, teslim olmaktır.
Uykusuz gecelerden doğan bu sessizlik,
Bir veda gibi, bir sonsuzluğun başlangıcı.
Ve ben, kendi karanlığımın içinde,
Kayboluyorum—tam da burada,
Bittiğinde bile bitmeyen bir acının içinde.
Ve şimdi, sessizliğin en derin noktasında,
Bütün ışıklar söndü, umutlar kırıldı,
Kendi ruhumun mezarında,
Bir gölge gibi çürüyüp gidiyorum.
Artık ne savaş var ne direnç,
Sadece yorgunluk,
Ve bitmeyen bir karanlık.
Kendimi kaybettim,
Bulunmadığım yerde,
Yaşanmayan bir hayatın içinde.
Bu gece, bu son perde,
Ağır bir nefes gibi çöktü omzuma.
Ve ben, hiç doğmamış bir yarının yüküyle,
Sonsuzluğa doğru ağır ağır sürükleniyorum.