1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
72
Okunma
Arkamdan dönen sözlerin zehirini tattım,
Gözlerin samimiyetten çok yalanla doluydu artık.
Diller sıcak değil, keskin bıçak gibi kesiyordu yüreğimi.
Güven diye bir şey kaldı mı bilmiyorum;
Benim dünyamda sadece unutulmuş bir kelime kaldı geriye.
En kırılgan anımda sırtımı dönüp gittiler,
Uzanan eller birer birer çekildi,
Ve ben yalnız kaldım; kanayan adımlarla, yıpranmış bir bedenle.
Dost sandığım gölgeler, güneşin son ışıklarıyla birlikte yok oldu.
Her gidenin ardında bıraktığı sessizlik, bir tufan gibi boğdu beni.
Kalbim ve ruhum eskisi gibi değil artık,
Sevgiyle dolması gereken yerler, soğuklukla dondu.
Yanımdan geçenler, sadece buzdan geçitler bıraktı.
Yıkıntıların arasında yalnızca ayakta kalmaya mahkûm oldum;
Kendimi tamir etmek değil, sadece dimdik durmak kaldı bana.
Kendi yalnızlığımda buldum gerçek yüzümü,
Kendi kırık parçalarımı tanıdım;
Acı, ihanet ve derin yaralarla örülü bir aynada.
Ve öğrendim ki, en ağır yük,
Güven denen o yıkıcı yükün omuzlarıma bıraktığı derin sarsıntı.
Artık kimseye yaslanamam, güvenemem;
Yalnızca kendime inanmak zorundayım.
Çünkü etrafım boşaldığında, kimse yanında olmayınca,
Ben ayakta kalmalıyım, kendimi korumalıyım.
Kelimelerin soğukluğundan, gözlerin acımasızlığından koruyacak tek kale benim içimde.
Ördüm etrafıma kalın duvarlar, soğuk ve katı;
Beni koruyor, ama aynı zamanda zincirliyor da.
O duvarların ardında yalnızlık büyüyor,
Ve ben bu yalnızlıkta boğuluyorum.
Ama pes etmeyeceğim, vazgeçmeyeceğim.
Çünkü en karanlık gecelerde bile,
Kendi gölgemle yürümek,
Kendi yalnızlığımla yüzleşmek en büyük cesaretmiş meğer.
Ve artık biliyorum;
Işığım yoksa, karanlık da yanımda kalır.
Ve anladım ki;
Artık hiçbir kapıyı çalmayacağım.
Hiçbir umut ışığına elimi uzatmayacağım.
Çünkü dışarıdan gelen her şey,
İçimdeki son kırıntıyı da yok ediyor.
Kendimi korumak için ördüğüm duvar,
Şimdi hem kalkanım hem mezarım oldu.
Kimse girmesin diye sıkı sıkı kapattım kapıları,
Ama kapandıkça, içimdeki yalnızlık da büyüdü.
Güven bir hayalmiş;
O hayale tutunan yürekler hep kırılırmış.
Ben artık kırılmaktan usandım.
Kırılmak için önce inanmak gerekir;
Bense inanmaktan çoktan vazgeçtim.
Şimdi benim dünyamda sadece soğuk var,
Ve o soğuk…
Her dokunuşu donduran,
Her sözü susturan,
Her umudu yok eden bir buz kütlesi.
Kimseye ihtiyacım yok.
Çünkü kimse, benim içimdeki bu buzda eritemedi.
Ve ben, buzun içinde bile yalnızlığımı büyüttüm;
Karanlığın içinde bile kendi gölgemle yürüdüm.
Bu sondur.
Kimse bana güvenden bahsetmesin.
Çünkü benim güvenim, çoktan gömüldü.
Ve orada…
Derinlerde…
Artık hiçbir ışık yok.
5.0
100% (1)