1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
157
Okunma

Bir gece vardı — adı yok, rengi yok,
Yalnızlık bile sığınacak yer arıyordu içimde.
Kalbim, susturulmuş bir ilahi gibiydi,
Ve her atışı, seni çağıran bir yankıydı.
O zaman anladım: bazı dualar insana edilir.
Bir zamanlar adını söylemek bile dua gibiydi.
Kelimeler ağzımdan değil, kalbimden çıkardı;
Kimsesiz bir akşamın göğsünde,
Bir ses yankılanırdı içimde:
“Sen varsın, dünya hâlâ dönüyor.”
Sonra bir gün, o ses sustu.
Ne fırtına vardı ne vedâ,
Sadece sessizlik.
Bir insanın kalbinden çekilip giden bir ışığın
Ne kadar sessiz olabileceğini o gün öğrendim.
Şehir seni çoktan unuttu belki,
Ama rüzgâr hâlâ saçlarının yönünü biliyor.
Ben geçtiğim her sokakta
Bir anlığına yüzünü ararım camlarda,
Sanki Tanrı seni yansıtır bir vitrinde, anlık bir merhametle.
Bir kahve kokusu geçer burnuma,
Bir yaz sabahı hatırlanır ansızın,
Bir tebessümün içinde kalır gün,
Ve ben yine oradayım,
Seni kaybetmeden hemen önceki o anda.
Zaman beni senden uzaklaştırmadı,
Sadece seni daha sessiz sevmenin yollarını öğretti.
Artık konuşmam,
Çünkü kelimeler seni küçültüyor bazen.
Sadece içimle seslenirim:
“Artık dualarım sana, be kadın, bir tek sana.”
Benim için dua artık Tanrı’ya değil,
Bir hatıraya yöneliktir.
Bir bakışın altına sakladığın o sonsuzluk duygusuna,
Bir gidişin arkasında unuttuğun sıcaklığa.
Ben seni hâlâ orada ararım —
Yarım kalan bir nefeste.
Bir akşamüstü oturdum,
Gölgem bile gitmek istemedi yanımdan.
Bir kadeh sessizlik doldurdum kendime,
Bir yudum aldım senden,
Bir yudum Tanrı’dan,
İkisi de aynı acıydı.
Yalnızlıkla aramda tuhaf bir barış kuruldu,
Artık sormam, “Neden?” diye.
Çünkü bazı gidişler ceza değil, kaderin kendi şiiridir.
Ve ben yazgının en solgun satırında seni buldum,
Bir dua kadar sessiz, bir günah kadar kalıcı.
Kimi geceler Tanrı’ya değil sana konuşurum,
Çünkü O kadar uzakta ki,
Senin sesin daha yakındır kalbime.
“Affet beni,” derim, “ya da etme,”
Ben zaten affedilmeyi değil, hatırlanmayı diledim.
Sonra sabah olur —
Bir kuş öter penceremde,
Gözlerim bir ışığa alışır,
Ve ben yine aynı cümleyi söylerim içimden:
“Artık dualarım sana, be kadın, bir tek sana.”
Bu cümle ne bir yakarış,
Ne de bir sitem artık.
Sadece bir kabullenme:
Birini öyle seversin ki,
Onun gidişi bile senden bir inanç yapar.
Sen yoksun artık,
Ama varlığın içime kazınmış bir işaret gibi.
Bazen aynaya bakarım,
Ve yüzümde senin yansımana rastlarım.
Sanki ben değilim orada, sen bana bakarsın.
Bir gün biri adını sorarsa,
Susarım.
Çünkü anlatmak seni eksiltir,
Ama susmak —
Susmak seni sonsuz yapar.
Artık dualarım sana, be kadın,
Bir tek sana.
Çünkü bir kalp, bazen Tanrı’yı bulmaz,
Bir insanı bulur,
Ve o insanda sonsuzluğu hisseder.
5.0
100% (3)