0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
80
Okunma

Uzak bir kıyının sisli sabahında
Rüzgâr, eski bir masalın sayfalarını karıştırıyordu.
Ben orada, yarım kalmış bir cümlenin gölgesinde
Kendi adımı unutmuş bir yolcu gibi duruyordum—
Çünkü adımı da, yönümü de senden aldı bu dünya.
Sen çıkageldin sonra,
Gecenin içinden kopmuş bir kuyruklu yıldız misali,
Dokunduğun her şeyi başka bir renge boyayan o tuhaf ışığınla.
Ben o ışığı ilk gördüğümde
Kendi karanlığımın ne kadar büyük olduğunu fark ettim.
Yollar uzun, kelimeler ağırdı;
Biz ise kaderin titrek kalemiydik,
Bir ihtimalin üzerine eğilmiş.
Gölgen, ayak izlerimin üstüne düşerken
Ben sandım ki bu hikâye aynı harfle başlayıp
Aynı kaderle bitecek.
Ama bir gün—bilirsin o günleri—
Gökyüzü bizim adımıza karar verdi.
Bulutlar bir mahkeme tutanağı gibi kapandı üzerimize,
Ve rüzgâr senin sesini alıp benden uzaklara savurdu.
Ben yine o yarım cümlenin yanına döndüm
Fakat bu kez nokta bile koyacak halim yoktu.
O yüzden diyorum ya hep:
Senden oldu, senden…
Kırılan aynalar senden,
Sustuğum şarkılar senden,
Hâlâ içimde dönüp duran o küçük tufan—
Hepsi senin dokunduğun yerlerde başladı.
Sonra anladım…
Bazı insanlar hayatına girmez,
Hayatını yeniden yazar.
Sen benim hikâyeme bir “giriş” gibi geldin,
Bir “fırtına” gibi büyüdün,
Ve bir “dipnot” bile bırakmadan gittin.
Yıllar geçti.
Ben yine aynı kıyıdayım,
Ama artık rüzgâr senin değil, benim sayfalarımı çeviriyor.
Yarım kalan cümlem büyüdü,
Yürüyecek hâl aldı—
Ve hikâyem, sen çıkınca ilk kez tam bir cümle oldu.
Ama yine de, dürüst olayım:
Her yeni adımın altında
Hafif bir ayak izi sızıtır içimde.
Çünkü ne yaparsam yapayım,
Kaderimle ilk kez konuştuğum o sabah
Bende bir iz bıraktın.
Ve geceler…
Onlar seninle konuşmayı hiç bırakmadı.
Her karanlık sokak lambasının altında,
Gölgemin boyu biraz daha uzadı,
Sanki uzak bir zamanda bıraktığın ben,
Şimdi beni takip ediyormuş gibi.
Bir kez daha dönüp baktım karanlığa—
Belki bir iz bulurum diye,
Belki sesinin son kırıntısı
Rüzgârın cebinde saklanmıştır hâlâ.
Ama anladım ki bazı sesler
Susunca bile insanın içini aydınlatır,
Bazıları ise
Aynı anda hem yakar hem üşütür.
Bazen düşünüyorum:
Sen mi bir karanlıktın bana,
Yoksa ben mi karanlıkta seni büyütüp
Bir masal kahramanı sandım?
Belki de aşk,
Hep karanlık bir ormanın içinde
Aynı kişinin izini kaybetmekmiş.
Ama ne olursa olsun,
Gece gökyüzü her siyaha döndüğünde
Ben seni yıldızların arasından seçiyorum—
Çünkü sen yokken bile
Senin gibi görünen karanlıklar var üzerimde.
Ve şimdi bil istiyorum:
Bu hikâye bitmedi,
Sadece karanlık bir sayfaya gizlendi.
Ben yürüdükçe çoğalan gölgem,
Hâlâ senin adını fısıldıyor sessizce.
Belki sen dönmezsin,
Belki ben artık o eski ben değilim—
Ama ne kadar karanlığa dalsam da
Kalbimin en dip odasında,
Kimsesiz bir mum gibi sönmeyen bir şey var:
Karanlığı bile senden sevmem, senden.