2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
187
Okunma

Günlerdir adı konulmamış bir şiire bürünüp
içimde dolaşıyorsun.
Çehrenin her köşesine yerleşmiş sanki hayallerim.
Her gülüşünde
ben on yedi yaşında oluyorum.
Yetim bakışlarımız
karşı karşıya geldiği o anda
umudun ışığı parlayıp
göz bebeklerimizi aydınlatıyor.
Korkularımızın ağzını
bıçak bile açmıyor.
Bitiyor yalnızlığımız.
Vedalaşıyoruz kimsesizliğimizle.
"Bir yere bir türlü ait olamadık" hissi
ve içimizdeki o devasa, can yakan yalnızlık
yok oluyor sanki.
Biliyorum,
sen de öyle hissediyorsun.
Çünkü sen de hep güzel sevdin onları.
Sevdiğin kadar da
acıttılar canımın canını.
Sonunda her şeyden vazgeçtin,
"bana ben gerek" dedin.
Dağa, taşa, buza çevirmek istedin yüreğini.
Bunu ne kadar becerememiş olsan da
gülümsedin.
"Alıştım" dediğin kimsesizlik,
güçlü görünmek için takındığın o umursamaz tavırlar
bir maskeden öteye geçemedi.
Çünkü,
hiç biri gerçekteki sen değildi.
Gerçek sen
hala içten içe
her sabah uyanıp,
aynı kişiyle göz göze geldiğinde
güneşinin doğacağına inanıyordu.
Bir yerlerden eve döndüğünde
kapıyı anahtarla açmak yerine
zili çalacaktı içindeki çocuk.
Kapının ardında
seni her defasında gülümseyen gözler karşılayacaktı.
Gözler ne kadar güçlüler…
Ve sen
yüreğinin
‘’elbet bir gün’’ demesini
hiç susturamadın.
Tüm bu hayaller
bizi hayatın bu bölümüne kadar getirdi.
Biliyorum,
korkularımız aynı.
Düştüğümüz boşluklar,
bizi ürperten zifiri karanlıklarımız aynı.
Geriye kalan hayat yolumuzu da
gerçekler ile düşe kalka
birlikte bitirmemizi diliyorum.
Bilmeni isterim,
bu dilek senin omuzlarını çöktürecek bir mecburiyet olmasın.
Bu sadece
gelecek olan her doğum günümün dileği olsun istiyorum,
o kadar.
Sevebileceksen eğer beni,
bana merhamet etmeden sev.
Çünkü;
Ben, seni mah seviyorum.
Hamdiye Osman (Hadsiz Kalem)
30.10.2025
5.0
100% (4)