1
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
222
Okunma
Geçmişten beri peşimi bırakmayan o dehşet korkuları, nasıl unutabilirdim?
Öyle çok korkuyorum ki, kendi yüreğimin kör olmasına bile razı oldum.
Sırtıma açılan yaraların merheminin olmadığına inandırıldım.
Bu yüzden, birine sarılmak bu dünyada en çok istediğim şey.
Ama ‘’ya sızlarsa yaralarım?’’ diye ürküyorum, sarılamıyorum.
Oysa yıllardır köşe başından izlediğim o dilsiz sevda sokağını nasıl da özlemiştim.
O sokaklarda hiç kimse uluorta ‘’seviyorum, aşığım, ölürüm sana’’ diye dolaşmazdı ama herkes, sevdiği uğruna gözünü kırpmadan ölürdü.
Adını bile koyma ihtiyacı duymazdı dilsiz sevdakârlar.
Yine de, en emin halinle bilirdin neyin olduğunu.
Ait olduğun o yürek, senin en kudretli depremlerde bile sarsılmayacak olan evin olurdu.
Nasip…
İki dilsiz sevdakârdık seninle ben…
Kendi yüreklerinin körlüğüne bile razı gelen.
Hamdiye Osman (Hadsiz Kalem)
19.09.2025
5.0
100% (5)