4
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
264
Okunma

Neden seni özleyince satırlara sarılmayı bana mübah gördün, Piruz?
İçimde duran bir sürü ‘’neden, niye’’ sorularına bile cevap aramayı unutuyorum, seni özlemekten.
Harf harf, kelime kelime bağırasım var "yine özledim" diye.
Belki de seni uzaktan bile bir daha görmeyeceğim.
Ama ebedi âlemden umudumu kesmedim.
"Elbet" diyorum, "o beklediğim gün gelecek."
Çok yorgunum, Piruz.
O kadar yorgunum ki yorgunluğum bile anlamsızlığın dibine battı.
Birazdan söyleyeceklerimden sonra sakın beni çıldırmış zannetme, olur mu?
Bazen düşünüyorum.
Çok kötü biriyim diye mi bırakıp gittin, unuttun beni?
Çok iyi bir insan olsam,
tüm gördüğüm çocukları sevindirsem,
şekerler dağıtsam,
balonlar havalandırsam,
kaldırımları rengarenk, gökkuşağı gibi boyasam...
Bir defa da olsa göremez miyim seni?
Sonra, cebimdeki tüm parayla ışıklarda satılan o mendilleri satın alsam,
ekmeğimi bölmeden karnı aç kapıma gelen kişiye versem,
bana kötü konuşanlara gülümseyip teşekkür etsem,
haklı olduğumda sussam,
ve affedemediğim herkesi affetsem...
Yetmez mi yani? Bunlar da iyilikten sayılmaz mı?
"Sayılmaz, yetmez" deme Piruz.
Ben tüm bunlara sarılarak yaşıyorum.
Bir gün ben de senin gözünde iyi bir insan, hatta seveceğin kadar iyi biri olacağım, göreceksin bak.
Şimdilik belki yapmam gerekenleri tam olarak öğrenemedim ama öğreneceğim.
Severek yetip erişemediğim o yüreğine, özleminle öğrendiklerimin gücü yetecek, Piruz, biliyorum.
Daha derine inip seni de rahatsız etmemeliyim.
Malum, çok geç oldu.
Saat sabahın dördü.
Seni uyandırmamalıyım.
Son bir şey demeliyim.
Endişelenme, ben delirmedim.
İyiyim… iyiyim.
14.10.2025
Hamdiye Osman
5.0
100% (9)