Yıllardır çiğnedik dişsiz damakla,
Çakıl taşta tat aradık boşuna.
Kısır inek memesini çomakla
Dürtmeleyip süt aradık boşuna.

Tospağayı yola vurduk, nalladık;
Kedileri aslan ettik, yolladık.
Her ağacı taşa tuttuk, salladık;
Yaş söğütte dut aradık boşuna.

Şerrin atı kördür, alnında kaşka;
Sabır edip binilmeseydi keşke.
Şirretin kaşınma sebebi başka,
Kel başında bit aradık boşuna.

Çizmeler saplandı kaldı balçıkta,
Bir çoğu boğuldu dayaz gölcükte.
Aç gözlerden bize kalan kılçıkta,
Balık diye et aradık boşuna.

Renk renk toka gördük erkek saçında,
Kıymeti yok koyununda, koçunda.
Şarlatanın, zındıkların içinde
Bir muhterem zat aradık boşuna.

Harun, gel; soğuğu kardan bilelim,
Pis kokuyu kirden, terden bilelim.
Merkep pazarıymış, nerden bilelim?
Biz de düşüp at aradık boşuna.

HARUN USTAOĞLU