5
Yorum
45
Beğeni
5,0
Puan
521
Okunma
Harflere bakalım
uyuyan kışın ışıklı odalarına,
bahar ağrısı demlerken lâl sokağı.
Kıyısında masum bir haşaralık benim yüzüm,
salavatla kalkan bir akşamüstü.
Dinlensin çiçeklerim, yorgun soluğu
külün köklerinde.
Güneşin mızraklarıyla
yıldız bakışları uzansın göğe.
Kulağıma eğilen şehir, şarkısını çırparken
anlatırım bir yeşil telaşta uçurtmamı.
İnce rüzgârın ılık dalıyla
yapraklı perdeler aralanır.
Yağmura bakalım
ıslak günün damla uçlarına,
yeleli suyun koynundaki çocuklarına,
musluktan süzülen su seslerine.
Gecenin deminde, sarışın bahçeyle oturan
üzüm telaşı,
dağların tohum bıraktığı
pencere kenarlarına sinmiş.
Kış’a
bir daha bakalım
buz karanlığın dışından içeri çekilen
hurmaya girelim.
Bir kıyının sırrı gibi ağır ve tatlı,
bir damla nurla...
Göğün aklına
hep böyle ağır
ve erken koşalım.
Martı teknesiyle selam salarken denize,
yeni yollara,
baharlara yürüyelim.
Hiç uykum yok.
İçimde mevsimler birbirini uyandırıyor hâlâ
....
5.0
100% (14)