1
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
198
Okunma
Sen,
hiç olmamış bir zamandan
geriye düşen ışıksın,
gözüm değince kararıyorsun.
İsmin yok.
Ama yokluğunun bile bir sesi var.
Kuytularda yankılanıyor,
çocukken ezberlediğim ama unuttuğum
bir duanın ilk harfi gibi.
Ben seni bir mezar taşı gibi bekledim,
üzerinden tarihi silinmiş.
Kuşlar değil de,
taşlar uçuyordu sen geçince.
Gök delinmişti bir gece,
ve yıldızlar yerini bulamıyordu.
Hiçbir şey başlamadı.
Ama bitti sanki.
Kalbimdeki sabır çivisini
kendi ellerimle söktüm.
Gördüm seni bir rüyanın sol kenarında —
ellerin yoktu,
yüzün yoktu,
ama bil ki
ben seni en çok orada sevdim.
5.0
100% (8)