Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Halisyildiz
Halisyildiz

Kenan

Yorum

Kenan

0

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

134

Okunma

Kenan

KENAN
Pırıl pırıl, tertemiz, iyi niyetli mi iyi niyetli, alçakgönüllü mü alçakgönüllü, insanlıktan nasibini almış Hasan dayının biricik oğluydu Kenan!
Çocukluğumuz aynı mahallede geçmişti.
Aynı okulda okumuş, aynı sınıfta bölüşmüştük elimizdekileri.
İkimiz de aynıydık anlayacağınız.
Bir elmanın yarısı gibi, yoktu birbirimizden farkımız.
Hırçınlık zamanı hırçınlık, adamlık zamanı adamlık yapardık onunla!
Aynı sokaklarda top koştururken de o vardı, kafamızın kırılması veya kafa kırmamız gerektiği zamanda Kenan yanımda!
Severdim keratayı…
Ölüme gidiyoruz desem, neden? diye sormadan takılırdı peşime.
Hasan dayı kadar olmasa da “İSTANBUL” kadar severdim onu!
Çok delikanlı, alabildiğince babayiğit bir çocuktu.
Annesi Emine teyze de öyleydi.
Aynen onun gibi sofrası ve gönlü zengin bir kadındı.
Sıcacık yuvalarında üç baş olarak yaşarlardı.
Toplam üç göz olan damlarında!
Emekli olan Hasan dayının emekli maaşından başka bir geliri yoktu.
Kendilerinden başka kimseleri de yoktu garibimin.
Bu yalan hayatta varı yoğu, başlarını soktukları gecekonduları, bir Emine teyzesi, bir de Kenan gibi bir oğlu vardı.
Hepsi bunlardı koca dünyada kendisine nasip olanlar.
Camiye gider gelir, namazını kılar, orucunu da tutardı.
Dini bütün bir insandı.
Yalan dolan ve dedikoduyu asla bilmez, namustan şereften de ödün vermezdi.
Kuru ekmek yerken bile şükrederdi Yaradan’a.
İsyan ettiğini hiç görmedim.
Anlatmak isterim hayatını ama buralarda yazmakla anlatamam onu sizlere, sevgili dostlar.
Kısaca, onu ancak yaşayan bilir diyeyim, siz anlayın nasıl biri olduğunu.
“Akşamın olduğu yerde doymayan, gündüzün olduğu yerde kalmasın,” derdi hep.
Anlamazdık ne demek istediğini ama bir şeyler anlatmaya çalıştığını bilirdik.
Epeyce bir zaman önce göçüp gitti dünyadan.
Allah rahmet eylesin.
Ben Kenan’ı yazayım sizlere.
İlkokuldan sonra yollarımız ayrılmıştı onunla.
O ortaokula gitmeye başlamış, ben de yoksulluktan kurtulmak için çalışmaya başlamıştım.
Arada bir görüşüp dertleşiyor, birlikte geçmişi yâd ediyorduk.
Sonra ortadan kayboldu.
Uzun süre görmemiştim.
Bir ara İstanbul’da dediler.
Ne yapıyor, ne diyor bilen yoktu.
Pazar günü telefonum çaldı.
Karşımdaki sesi tanıyordum ama çıkartamıyordum.
Epeyce bir süre sonra kim olduğunu ancak açıklamıştı.
“Ben Kenan,” dedi.
Numaramı nerden buldun demeye fırsat kalmadan,
“Sana ihtiyacım var.
Annem vefat etmiş, ben de geliyorum.
Sana zahmet, bi uğrayıver,” dedi.
“Hay hay,” deyip kapadık telefonları.
Hemen Emine ablanın evine koşarak gerekenleri yapıp Kenan’ı beklemeye başladık.
Öğlene doğru gelmişti kerata.
Gördüğümde çok şaşırmıştım.
Aslan gibi çocuk adeta yıkılmış, yok olmuştu.
Dün akşam uzun süre oturduk onunla.
“Bu halin nedir, sana ne oldu Kenan?” diye sorunca, “Açma oraları.
Beni İstanbul yuttu,” dedi.
Noldu olum?
Sen akıllı bir çocuktun.
Zekiydin.
Nasıl yutturdun kendini?”
“Başında büyük olmadı mı, böyle olur,” dedi.
“Ne alakası var olum büyükle?
Büyük olmadan yaşayamıyor mu insanlar?”
“Yaşar ama benim gibi,” dedi.
Anlamıştım demek istediklerini.
“Büyük göçünce küçük verana döner,” demek istiyordu.
Neyse, mesele uzun.
“Anlat,” dedim.
“Anlat hele, sana ne oldu?”
“Ortaokul bitince eniştem beni İstanbul’a götürdü.
Bir lokantada çalışmaya başladım.
Sonra bir gazinoda!
İyi maaş alıyordum.
Bir gün bir adam geldi.
Kelli felli, zengin biri.
Bana, kendisiyle çalışırsam hakkımda daha iyi olacağını söyledi.
Ben de inanıp çalıştığım yerden ayrılarak onun yanına gittim.
Karanlık işler yapan bir pezevenkti bu adam.
Maaşım iyiydi ama huzurum değildi.
Para yüzünden katlanmaya çalışıyordum.
Katlandım da!
Aradan birkaç yıl geçti, bir de baktım ki dört duvar arasındayım.
Onun yüzünden bir çocuğu yaralamıştım.
Öldü sonra.
Bana 17 yıl ceza verdiler.
Aflar, maflar derken 8 yılla yırttım.
Bu arada sevdiğim bir kız vardı, onu da kaybettim.
Hapis çıkışı kendimi kumara, içkiye ve diğer kirli işlere teslim ettim.
Elimde avucumda olanları yeniden kazanmak için!
Birkaç yıl buna devam ettim.
Hâlâ bekârım.
Çoluk çocuğa karışamadım, anlayacağın.
Çoluk çocuk yoktu ama param bayağı vardı.
Asla bitmez derdim.
Öyle değilmiş ama.
Haydan gelen huya gitti, gardaş.
Gözümü açtığımda elde avuçta bir fenik dahi kalmamıştı.
İnanır mısın, buraya gelmek için bir arkadaştan borç aldım,” deyince şöyle bir yüzüne baktım. Zavallının benzi solmuş, yüreği de bir kırtik olmuştu.
“Kenan,” dedim.
“Bana bak, Kenan!
Sen benim tanıdığım Kenan’san, hayata yeniden başlar, yine zirveye çıkarsın.
Yapamazsan, bir kuru ekmeğim var, bölüşürüz olum.
Ne dert ediyorsun bunları?
Senin ve rahmetli babanın hatırı var benim yanımda.
Ne dersen emrindeyim.
Gel, gitme İstanbul’a.
Burada kal ve ekmeğini kazanmaya bak,” dediğimde,
“Attan düşen ölmez, eşekten düşen ölür, gakgo.
Aslan yaralı olsa da adı aslandır.
Sana söz veriyorum, bir daha geldiğimde benimle gurur duyacaksın,” dedi.
“Ben seninle her zaman gurur duydum, Kenan!
Yanlış yollarda olsan da gurur duydum, doğru yollarda olsan da gurur duydum.
Bu zamanda senin gibi insanların değerini bilen pek olmaz ama benim en çok sevdiklerimin arasında olduğunu unutma,” deyip ayrıldık.
Bu olayı neden anlatıyorum?
Kenan gibi delikanlı bir çocuğun böylesine kötü durumlara neden düştüğünü, ah alanın ahının kimseye kalmayacağını, haydan gelenin huya gideceğini bilmeniz için.
Saygı ve sevgilerimle, daima doğru yolda olmanızı temenni eder, hepinizi en kalbi duygularımla selamlarım.

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Kenan Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kenan şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kenan şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL