Bu şiirde yer alan cümlelerin ve içeriğin; gerçek kişi ve kurumlarla bal gibi de ilgisi vardır ve tamamen gerçektir.
burda ışıklar tek tek sönüyor biraz uyusam şimdilik ölüm var hayat yok bak ben de ölüyorum orda bir yaşamak dursun orda bir susmak çayı ve kitapları kap gel şimdilik duman var ateş yok bu masanın bu duvarların canı yarım porsiyon bu evin bir kalbi yok hani şiir yazan huzura ererdi hani bir cümleyi harflerinden soyarken kapının deliğinden sızmazdı ölüm içeri oysa ağlamak var gülmek yok bir taş zamana hesap soruyor şimdi yarası var kabuğu yok kalbimde açan bütün acılar Tanrı misafiri ve biz yaşamak zorundaydık çünkü ölenlere sözümüz var çünkü biz gülen Narin’ler doğurduk ağlayan dereler, çayırlar değil kalbimiz çalışırsa seyrediyoruz arada burda savaş var barış yok bak çocuklar tek tek ölüyor ben de ölüyorum dur az kaldı ışığı kapat üzerimi sevgiyle ört orda bir yaşamak dursun orda bir kalp ağrısı çayını yudumla hayrını gör kitapların cevapsız son çağrısı bak bütün ah’ların yüzleş artık kalbindeki acıyla
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"kalbimde açan bütün acılar Tanrı misafiri" çok güzel bir söz ve görülmesini istenilen gibi , Acıyı bilerek yaşatanlar, tüm suçlular çeksin cezasını hem bu dünyada hem öbür dünyada inşallah, bir gerçek var imtihan burası fikir, zikir ve şükür etmemiz istenir dünyada , yanan tüm yüreklere selamet diliyorum saygılar
Bizden geçti artık...çift kişilik kendi kurumsal, evcimen düzenim için söylüyorum. Kendi kapsamımda, kendime dönük dünyamda; dünya batmış veya kıyamet kopmuş umrumda değil, yaşıyorum, ölmüşüm, öleceğim v.s başım gözüm üstüne ama çocuklar için üzülüyorum, hem de çok...bütün iyi dileklerimiz onlar için, güzel bi dünyaları olsun istiyoruz ama sadece istemekle, konuşmakla da olmuyor, eyleme geçmek, bu başı bozuk düzene artık bi dur dememiz lazım.
Bizden geçti artık...çift kişilik kendi kurumsal, evcimen düzenim için söylüyorum. Kendi kapsamımda, kendime dönük dünyamda; dünya batmış veya kıyamet kopmuş umrumda değil, yaşıyorum, ölmüşüm, öleceğim v.s başım gözüm üstüne ama çocuklar için üzülüyorum, hem de çok...bütün iyi dileklerimiz onlar için, güzel bi dünyaları olsun istiyoruz ama sadece istemekle, konuşmakla da olmuyor, eyleme geçmek, bu başı bozuk düzene artık bi dur dememiz lazım.
Ne desek de Narin'i geri getirmeyecek ama kitle hareketi de önemli...insan olarak, toplum olarak artık harekete geçmeli ve bi şeyler yapmalıyız. Yoksa ciğerimiz daha çok dağlanacak.
Ne desek de Narin'i geri getirmeyecek ama kitle hareketi de önemli...insan olarak, toplum olarak artık harekete geçmeli ve bi şeyler yapmalıyız. Yoksa ciğerimiz daha çok dağlanacak.
Bu acı kalbimizi fuhumuzu, insanlığımızı acıtıyor. Ya sonra. Bir süre sonra unutuluyor Başka bir acı tazeleninceye kadar.!
Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığı Bu tür vahşiliğe idam kararı almadıkça Dünya ya ibret-i alem olsun diye Mahlukatların elleri canlı canlı satırla kesilecek.
Sevgili yüreği güzel Gule Caydırıcı cezalar olmamalı ki Kadın çocukkara dokunulmasın. Kendi şahsıma defalarca cimere yazdım. Sesler, ses getirmiyor Bir süre sonra unutuluyor Taâki yeni bir acı yüreğimizi yakıncaya kadar.
Bu acıları dindirecek, hafifletecek bi cümle yok ama bunu yapanlar cezasını çekmeli, öyle elini kolunu sallayarak ya da iyi hal indiriminden faydalanarak üç beş ay yatıp çıkmamalı. Hadım mı edilirler bilmiyorum ama idam onlar için kolay bi ölüm olur.
Kadın ve çocuk cinayetlerinde en üst sıralardayız ve artık ciddi bi şekilde bunun önüne geçecek kanunlar, yasalar gelmeli.
Sevgili yüreği güzel Gule Caydırıcı cezalar olmamalı ki Kadın çocukkara dokunulmasın. Kendi şahsıma defalarca cimere yazdım. Sesler, ses getirmiyor Bir süre sonra unutuluyor Taâki yeni bir acı yüreğimizi yakıncaya kadar.
Bu acıları dindirecek, hafifletecek bi cümle yok ama bunu yapanlar cezasını çekmeli, öyle elini kolunu sallayarak ya da iyi hal indiriminden faydalanarak üç beş ay yatıp çıkmamalı. Hadım mı edilirler bilmiyorum ama idam onlar için kolay bi ölüm olur.
Kadın ve çocuk cinayetlerinde en üst sıralardayız ve artık ciddi bi şekilde bunun önüne geçecek kanunlar, yasalar gelmeli.
Susarak ölümü getirmek , avuç içlerimizdeki duadan daha yakın . Mangalda kül pişirmek ateşten daha yakın . Bile bile karanlığın her sırıtışını ağlamak ikiyüzlülükten daha yüzlülük...
Bu bir ölüm kaçıncısıydım hatırlamıyorum çürümüşlüğün kokusu sarmış ruhları . En keskin baltaları getirin ince bir bağdı insanlık koparacağım son nefesimi...
Haklısınız, inanın ben de unuttum sayısını...kaç kere öldük, kaç kere dirildik biz, daha kaç kere ölürüz? İnsanlık çıkar gelir mi bi yerden, vicdanıyla beraber? Pas tutan kalbinin tozunu üfleyip, arada bir çalıştırır mı? Dört gözle bekliyoruz iyiliğin çıkıp gelmesini yeryüzüne...
Haklısınız, inanın ben de unuttum sayısını...kaç kere öldük, kaç kere dirildik biz, daha kaç kere ölürüz? İnsanlık çıkar gelir mi bi yerden, vicdanıyla beraber? Pas tutan kalbinin tozunu üfleyip, arada bir çalıştırır mı? Dört gözle bekliyoruz iyiliğin çıkıp gelmesini yeryüzüne...
Gün be gün yozlaşan bir toplumun biriktirdiği irin saklı çatlaklardan sızarken İnsan dahi kendisinin olmayan sınırlarını gördükçe hayretlere düşerken Masumların sessiz çığlıkları bu yoz toplumu yerden yere vururken Nice Narinler toprağa verilirken Adaleti bir fahişe gibi elinde kolunda oynatanlar varken Bu ülkede Hak ... Hak bilmezlerin elindeyken Yarınlara dair Umut denen nesneyi nasıl canlı tutacağımı bilmiyorum. Üzgünüm. Hem de çok
Kokuşmuşluk, çürümüşlük ve büsbütün yozluk çağı...Adaletin a'sından zerre bi haber yok ve çocuklara bırakacağımız güzel yarınlar da yok denecek kadar az ama bi umudum yine onlardadır. Onlaradır yine bütün iyi dileklerim.
Kokuşmuşluk, çürümüşlük ve büsbütün yozluk çağı...Adaletin a'sından zerre bi haber yok ve çocuklara bırakacağımız güzel yarınlar da yok denecek kadar az ama bi umudum yine onlardadır. Onlaradır yine bütün iyi dileklerim.
Bu haberi ben de okuyordum günlerdir. Ah, böyle bulunmasını hiç düşünmek istememiştim yine de. Şimdi bir zıpkın saplanmış sanki şah damarıma, kanıyorum, kanıyorum; ölüyorum Narin'inin başucunda.
Sevgili Gule, bu acı hepimizin, tüm kadınların, tüm annelerin, biliyorum. Bu acı çocukların da yarası, ölenlerin ve hala yaşamakta olanların...
Yetişkinler dünyasına nasıl güvenerek yaşasın çocuklar? Nasıl büyüsünler kaygısız? Nasıl kursunlar hayaller? Nasıl dışarıya çıkıp oynasınlar güven içinde? Onlara bakan her hetişkinin sevgiyle baktığına nasıl inandıracaklar? Suallerimiz milyarlarca; ama biliyoruz alacağımız yanıtlar asla yatıştırıcı dahi olamayacak yine.
Teselli midir bilmiyorum, ama umuyor ve diliyorum ki bu akılalmaz ölüme sebep olan kişi ya da kişiler, mental olarak sağlıklı değillerdir. Zaten aksini düşünmek en korkuncu...
O güzel gözlü küçük kız, gülüşü, duruşu Narın yavru, rengarenk güllere emanet olsun artık. Ah, bunu söylemekte acı.
O reaksiyonu çok anlaşılır, Gula'm. Artık çok biliyoruz ki, bu yerküre infilak etmeye hazır bir el bombasından farksız ve habire pimine gidiyor parmaklarımız, tüz büz etmek için can atıyoruz... İşte böyle bir dünyada çocuklara her şey yolundaymış gibi davranılmıyor, yalan söylemek onlara büyük bir kötülük - onlar da zaten giderek bilincine varıyorlar bu apokaliptik dönüşümün...
Acı olan, farkındalığımıza rağmen, gücümüz yetmiyor durduramaya bu sistemi, bu öldürücü kehaneti. Ve her gün biraz daha öldürüyoruz, ölüyoruz...
Bundan birkaç sene önceydi, yine dünyanın etrafında sermaye babaları böyle toplanmış, sağı solu yağmalayarak kozlarını paylaşırken, kirli çamaşırlarını da ortalığa saçıyorlardı. Çocuklara dedim ki "sizi çok seviyorum, siz'siz bir hayat bile düşenemiyorum ama işiniz çok zor, dünyanın hali budur ortada, gitgide kötüye gidiyor, iyi olacağı falan da yok. Sizin yerinizde olsam bu dünyaya çocuk falan getirmem. Şansınız varsa belki ufak sıyrıklarla hasarsız atlatırsınız ama sizden sonraki yeni nesilin sizin kadar şansı olmayabilir, o çocuklara yazık olur. Bunları bi düşünün ve ona göre karar verin." Düşünebiliyor musun, bir anne gözünü karartıp, uğrunda canını vereceği çocuklarına bunu söylüyor, ne kadar üzücü bir şey...Neden çünkü dünya kötülerin elinde oyuncak olmuş ve kapasitesi bizi kaldırmıyor.
Evet bu acılar nerde olursa olsun hepimizindir. Kalbimizin kanayan yarasıdır.
O reaksiyonu çok anlaşılır, Gula'm. Artık çok biliyoruz ki, bu yerküre infilak etmeye hazır bir el bombasından farksız ve habire pimine gidiyor parmaklarımız, tüz büz etmek için can atıyoruz... İşte böyle bir dünyada çocuklara her şey yolundaymış gibi davranılmıyor, yalan söylemek onlara büyük bir kötülük - onlar da zaten giderek bilincine varıyorlar bu apokaliptik dönüşümün...
Acı olan, farkındalığımıza rağmen, gücümüz yetmiyor durduramaya bu sistemi, bu öldürücü kehaneti. Ve her gün biraz daha öldürüyoruz, ölüyoruz...
Bundan birkaç sene önceydi, yine dünyanın etrafında sermaye babaları böyle toplanmış, sağı solu yağmalayarak kozlarını paylaşırken, kirli çamaşırlarını da ortalığa saçıyorlardı. Çocuklara dedim ki "sizi çok seviyorum, siz'siz bir hayat bile düşenemiyorum ama işiniz çok zor, dünyanın hali budur ortada, gitgide kötüye gidiyor, iyi olacağı falan da yok. Sizin yerinizde olsam bu dünyaya çocuk falan getirmem. Şansınız varsa belki ufak sıyrıklarla hasarsız atlatırsınız ama sizden sonraki yeni nesilin sizin kadar şansı olmayabilir, o çocuklara yazık olur. Bunları bi düşünün ve ona göre karar verin." Düşünebiliyor musun, bir anne gözünü karartıp, uğrunda canını vereceği çocuklarına bunu söylüyor, ne kadar üzücü bir şey...Neden çünkü dünya kötülerin elinde oyuncak olmuş ve kapasitesi bizi kaldırmıyor.
Evet bu acılar nerde olursa olsun hepimizindir. Kalbimizin kanayan yarasıdır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.