7
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
758
Okunma
kadınlar bulut ağrısı yüzlerin güneş yüklü dağları
kaç kez şairlerin uçurum ellerine kırmızı doğar
ılık uğultulardan boşalan sır eserken
nabzım gökyüzünü dinler
siz dinlenirken tohumların uykusunda
avuçlarıma kavaklar soyunur
değişir mevsim
rüzgar zeytin ağaçlarından iner
soluruz hüznün ziyafetinde havayı
kekeme gelen kanatların gecesinde sabah sonbahardır
büyük yolculukların sabırsızlığı yatan nadaslarda
hasret yüklü göçler fide verirken gözlerimin içine
karşımda oturur sesim
ve uzanır kolu kırık sokaklar
adımını atan deniz en güzel çocukta büyür
henüz hiçbir şey yaşamadım duvarları görmekten başka
artık şarkısını dinlemek istiyorum teknede üşümenin
ve ayrı düşmenin masalını yazmak ellerine
ve adımın hilalinden koparmak ağır yükleri
kirpiğimin ucundan uzayan yol
hiç sebep yokken
bağırmak gelir içimden
ertesi günlere
toprağın üzerinde çekilmez oldu kıskançlığım şair
ellerinde yürüyen şehrin beş dakikasını
gönlündeki Marmarayı ver ıslak dudaklarıma
bana sesini
bana geniş alnından
sandığını
...
5.0
100% (15)