0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
648
Okunma

Yürürlülükten kaldırılmış bir kaç gün geçti önümden
Başkasının eskilerini giydirmişlerdi üzerine
Yoldan çıkmış bir cemaat misali
Tezgaha dizmişlerdi tüm yanılgılarını.
Ruhu aşermiş fikirsiz bir sancıdan
El altından asparagas rüyalardan sarkan
Her biri sana bir öncekinden daha düşkün
Obezleşmiş bir sürü düş doğuyor
Çok şirin görünümlü baldıran zehri gibi.
Karanlığı taciz ederken kızgın bir güneş
Ağır ağır açılıyor tıka basa acı dolmuş gözlerim
Sırtını güneşe dayamış ümitlerim eriyor bir bir
Yalnızlığımı hatırlatmak için bir şarkı ağlıyor
Cızırtılı bir radyonun en net çeken frekansında.
Evcil bir deterjan bulup getirdiler sonra
Sensiz geçen o günleri yıkamak için
Ölmek için havanın müsait olduğu bir gündü,
Yıkık bir mezarlığın vitrininde bir kefen gördüm
Üzerinde çiçek desenleri olan siyah bir kefen.
İmitasyon ölümleri sarmak için imal edilmiş
Bir giyin gör üstünde dedi ecelim;
Olmazsa boyunu kısaltabilirmiş Azrail
Giyer giymez tanıştığına memnun oldu ölüm
“Ben de” diyemeden ağzıma toprak doldu
Dişini geçirdi ruhuma birkaç böcek
Düşlerimi kemirmeye başladılar
“Ne oluyor nefes alamıyorum” diye bağırdım
"Ölüyorsun sen" dedi ecelim, “ölüyorsun”
"Ölünce nefes alınmaz ki" dedi.
Anladım o zaman ben;
Meğer ben gittiğin gün zaten ölmüşüm
Ve bu zamana kadar sadece ömür tüketmişim…
....
5.0
100% (1)