3
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1149
Okunma
Uzun gecelerin tünel soluklu bedeni
Eşikte iç içe süzülen ışıkların kendimi kaybeden şehri...
Kanat çırpan kuş soluğu içimin çukuru
Burada ağacım,sevincim,korkum
Burada ayak bastığım yerin kaldırım taşı
Siyahın en dibini dizginlerken yele bakışlarım
Gözlerimde yoğunca yıldız uyanışı
Ve koyu kızıl düş kokusu
Ağzımda bahardan kalma tad..
Dur şimdi sevgilim
Dar ve kalabalık yerlere sığamadığın perdeni sırtlıyorum
Seni birazdan ay hüznüyle içimin güneşine toparlayacağım.
Çehrene yaslı güzellik
Çal özgürlüğüne
Daha da ötelere..
içindeki çocukla yürüyorum
Kendime dönük tüm sustuğum sokakları
Çemberinde karanlığı kıran umut tozları
Ellerine baki yaşamanın doğumu
Yüzükırık ne varsa duvar kenarlarında
Vallahi kara kara sularla ölüyor
Ben,
Kalbinin nehrinde yüzen balığın aynasıyım
içinden,çölden,rüzgardan geçiyorum
Ben,
Sağanaklara inat deli bir kelebek.
Bağrımda ağarmış kaç kaburga varsa
Kaç uçurum öpmüşse gözlerimi
Ve
Sesimi sendeleyen kaç asma sızmışsa odamın tavanına
Uyku kadar derindir aşk..
Ara ara
Yosunlaşmış sessizliğin nabzını yokluyorum
Düşlerin çığlık sesi avuç içime yolları uzarken
Gölgenin kıyısına oturmuş sığınak kıyıyım
Yırtarak geceyi ve yaraları
Oyuklarına işleniyorum
Seni birazdan uzaklığın ipini çeken uçurtmalarla anacağım
Duyuyor musun...
iki çiçek arası masmavi ay gülüşümüz
5.0
100% (13)