8
Yorum
23
Beğeni
4,9
Puan
1022
Okunma
yüzünün geceye dönük penceresinde aymazlığım
selvi boyuna sığındığım çılgın bir çiçek
kolunun altındaki köprüden
al yazmalı ağıtlar dökülürken
soğusun ölüler
aşkım ve ülke için
sularını söndürmek
mümkün mü içimdeki
yangının.
kelepçelendikçe
dağların arasında adın
göğsüne uykular leke bırakan
bir çocuk sesi uzanmadan
sokaklar lacivert gülüşlerde demlensin
düşler dün gibi dönerken
ısınsın sabahlar sevincin
kanatlarında.
gözbebeğimde
dilim dilim hüznün uçurumu
bulandıkça toprağa
yok ağlamıyorum sevdiğim
yağmurlar dinlendiriyorum sadece
kaderime gül ol
diye.
ki,
parantez içinde gözucun
saklarken dört mevsimi
öpsün kıvılcımları damarlarımı
gel n`olursun.
sürekli avuçlarımda
yattığım yerin motiflerinde
yüreğimin oyası
takvimden tarih
ezberletir şiirleri
yalnızlığıma.
yokluğunun savaş mektebinde
tarumar ederken kalbimin beşiğinde ruhunu
namlunun ucundaki hangi ses
tutar da beni
ölürüm.
sesinin tınısında
kaç kez kaydımsa boşluğa
mürekkebi dolan kalemin içimin sızısında
mavi çizik
hücrelerimi his his
saran.
5.0
93% (14)
3.0
7% (1)