4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
3098
Okunma

zufrada herkeşden sonuraya galdım kı
Özlemin garşısına oturayın
emme ne mümkün gardaşım
ondan yanna bakayın deyelek
başımı galdırdım mıydı
dayısının ğızı Gara Haçça
gözümün içine içine bakıp duru
gaç bi “bakan olur, gören olur”
öyle ya “el var eşik var
elalem ne der” demeyyo
bırak eli,
bobasını file dagmayo yau?
…
fira beni kesiyo
ağzı durmadan çen çen çen
gözleri fildir fildir..
ele avradını …
“tehnede mehnede file eline geçirse
yeyip yudacak valla azgın-guduruk eşşolueşşeg”
ben sovuk sovuk terleyoruyun
onun kimseyi dakdığı yok
ele valla billa
gözleri; gocası asgerden gelmiş yeni ğelin gibi ıldır ıldır,
huna bakmayan deyon
ya öğüme bakıyon ya ho taraflara bakıyon ya
banamısın demeyyo iki de bi
“-abi-mabi” ayaklarıynan
aklı sıra beni cerbediyo
göz göze gelince soluğum daşıyo
sesim gısılıyo
kendimi dutamayon
onu geşdim,
bobasının ağzını açıp daa heş
gızına “çüüş!” dediği yok
bu nası(l) mez(h)ebi genişlik, annayan varısa beri ğelsin
“at sa(hi)bısına ğöre kişner” deler ya
yalan deği töbossun
depesine indirilecek bişi(y) bu
Kel Garanın, Kel Hacça
belki kimsenin umurunda deği
emme Kel Haçca,
beni kendine bakmaya mahkım ediyo
olmadı hiş başga yerde yoğumuş gibi
taa benim öğümden ekmek alıyo
duzlug isdeyyo
olmadı veriyo gerisin-geri
su dolduruyo, kimsecik yoğumuş gibi bana uzadıyo
“buyur” ana valla
dadından yarlıyo mubarek
bi de şirinleşiyo kuu aklım şaşcak
gudurmuş eyicene gudurasıca
geeet!
sanısın; ben ona havasın
“bobam mar”, başgaları var file demeyo
ar damarı çatlamış
fira beni kesiyo
ha-bire dikizleyo
duda(ğı)nı yalayo!
valla göz-ğöze geldikmiydi
ben bozarıyon
dilim dutuluyo da;
onun yüzünde, donuz derisi gerili
uruhu file duymayo
da.. benim derdim Özlem
başga bişiy değil de valla
Kel Haçcaynan aramızda
“bi mazi” var sanacak
yok valla billa
o farkedecek deye
ötekinner görcek deye
ben Özleme
Özlemime bakamayon bi türlü
dinine yandımın
belki Özlem de bana
“yüzüme bakmayo” deye
geçiriyo işinden,
gızgılı belki bana kimbili(r)
beni hafakan basıyo,
aah Özlem ahhh
o hengamenin orta yerinde Gızıl Hava da
çıkıp gelme(z) mi telaşına
sinirli hemi de nası, hesap sorarcasına,
zufraya oturmadı..
sekiye.. ta anancıma
o da belki hundan
bi zamannar
evlerinin öğünden geçerken
isderine isdemez
gözüm perdenin arkasından ona ilişdiydi
işin aslı o da bana gapbeleniyo
Allah biliyo ya bireş de fingirdeg bişiyidi
cilveleşmeğ isdeyo aklı sıra
umrumdaydı sanki
bizim gonşu ğızı, Kel Haççanın de(y)ze ğızı
namı diğer senin Gızıl Hava
..
beni kesbetmeye gakıyo
üsdünü değişdiriyo ayaklarında
bana galısa bireş
ı ıh baya baya bildiğin has öz gurampa
türkü filen söyleyo
“ince geyerin ince
penbe yakışır gence
insan bi hoş oluyo
sevdiğini görünce”
evin içinde gısağollu keyiyo
açık-saçık dolaşıyo
saşlarını darayo
bazı bazı yediğinden bana vermeye gakıyo
bi seftesinde almayı dişlemiş verdi
bi sefer de gocaman bi armıdı
“-sen armıtdan annarsın” dedi
alsam mı, almasam mı
Allah’ın orasbısı
aklı sıra bana “-işaretden anlamaz ayı”
demeğ isdeyo gari
öyle ya
bazı da fesliken koklayo
bana vermeye gakıyo
bi ğün elindeki gülü kokdu
bana uzatdı
“-haralda sizin harımda
gül açmayo
olsa biz de görü(r)dük”
deme(z) mi
gancık!! sanki gül olsa
verecek başgası yok öyle ya!
anam bile fehmetmiş
“uzak dur hundan” dedi
bişi biliyo ku
başga bişiy demedi
iresmen başa bela
emme ben de kendimi orda buluvuruyon
bi fıznan pıırr
neyse..
gene böyle bi ğünüdü
göyne(ği)nin işindeki gülü
gözlerime baka baka kokdu
bana verdi
Allahım Ya Rabbim yau
aklı sıra beni yoldan çıkaracak
üsdümde galmaya ğakçak
ondan ötürü ben ne zaman oradan
geçiyo olsam,
gözlerim onnarın pencerelerine dakılıyo
isderine isdemez
bizim gızınan da oldukça sıkı-fıkı
ben ordan geçerkene
mahana filen bulamadı mı
bizim ğıza sözde selem ediyo
abidik-gubidik işde
bennen olmadık muhabbetler guruyo
falancadan örneğ almış bek gözelimiş
“ona da bellede(yi)n”
“-Macar Ebe hasdaymış öyle mi?
len garı ben kendimi bildim bileli küküm hıh
hemi ben nerden bileyin
osdurukdan teyyare
selam söle o yare
yok işde
“-ine(ği)niz buzalamış öyle mi”
adını ne godunuz
len bunu alt tarafı bücük!
sanki çocuk da Ez(a)eninen adını mı gocaz
erkekmiy miş, dişi miymiş
üş seneye galmaz o inek olunca
sarığızı sağ(a)cak biri ilazımımış
yani üş seneye galman öyle ya!
elini şabık dut
dam başından saksağan..
“-dellal ne deyo”
“-ganal ne zaman akacağımış”
“-i(l)k yoklaman geldi mi”
“-esgere ğetmeden nişanlanısın ğari
esgercilikde nekdipsiz gomaz seni(n)ki seni
heş değilise yolunu ğözleyen biri olu
belki de evlenisin de
tosunun bekler yolunu”
ulen bu ne demek
nası(l) bok yemek
iresmen şeytanımın aklını çelcek
“ehli keyfe keyf veri
gayfanın gaynaması
eşşe(ği) başdan çıkarı(r)
sıpanın oynaması” hesabı
bu eyice gudurmuş valla
yoyukmuş deyon içimden
gerdek gecesinde gebe galı(r)
bunun böylesi
cıplak gıça şaka olmaz
get öte yannına bacım
töbe töbe
biğün gene böyle
ordan geçiyon
içerden türküler filen geliyo
perdenin gıranı gene gıynaşık
senin ki gene
üsdünü değişdirme rollerinde
perdeyi birden “çağışdadak” aşdı
zert zert
“-ne o len”
sonura gerdanını gıralak
“-Memet aga yonusa beni mi
dikizleyon” deme(z)mi
efe valla gıpkırmızı galdım
“-yok yau, Hava gardaşıma da bak,
heç olur mu öyle şey,
sen benim bacım sayılısın,
ben hiş öyle şey yaparmıyın” dedim
emme….
rengim-solu(ğu)m getdi
betim benzim getdi..
“-tabi canıımm tabi,
bilme(z) miyin heş” deye
hınzır-hınzır, güldü,
fettan şey
yaşına-başına bakmadan
beninen oynadı
kedinin fareynen oynadığı gibi
“-hadi orasbı senin alaca(ğı)n olsun” dedim
emme bi da da
golay-golay ordan geçemedim
mezbur galıp da geşdiysem de
fızınan,
soluk bile almadan,
heç o yanna bakmadan
bereket versin bi gören,
bi duyan olmadı,
valla köyü terketmem ilzamıdı
işin aslı
…….
eyi ki ne o zaman öyle olmuş
da ordan geçip yanılıp-yenilip de
adım çıkmamış Gızıl Havaynan
hinci n’olurdum Özlem duysa
Özleemm
hayatımın manası
ömrümün bereketi
can suyum
caaan
caaannn
cannn!!
DİPNOT
fira/vira: sürekli, durmadan, biteviye, sürekli devamlı
kesmek: kur yapmak için bakmak
iki de bir, sık sık
cerbetmek, cebretmek : zorlamak, mecbur bırakmak, başka çıkar yol kalmamak
cebir: zorlama
hafakan/afakan: bunalma, sıkıntı
gapbelenmek: kahpelenmek, cilve yapmak, kur yapmak
fingirdek: oynak, şuh, kahpe, zilli, yosma
umur: aldırış etmek, ka’le almak
kesbetmeye kalkmak: iç etmeye, kendine mal etmeye çalışmak
kurampa: kurmak, planlı davranmak
fesliken / fesleğen : kastedilen reyhan
üstünde kalmak: bekaretinin bozulması durumunda onunla evlenmeye mecbur kalmak
mahana: bahane, sözde sebep
buzalamak: (süt veren hayvanlar için hamile) gebe kalıp, doğurmak
kıynaşık: yarı aralı gibi, isterek aralanır gibi yapılmış
5.0
100% (6)