1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1006
Okunma
I.
Ey yeryüzü!
İçimdeki sızıları unutturuyorsun
Birkaç söylenecek söz bırakmıştım
Köşe başında, yatak örtüsü bozulmadan
Evet, uzun yolculuklar
Görüş alanımda oluşan silüetin
Ve kent,
Herhangi bir hüzne yemin etmiş gibi
Göçebe kadın ve yaşlı kuşlar
Haziranı hatırlatan ölü çocukluğum
Kan mevsiminde adı konulmamış mutluluklar
Bir gün, gelecekten gözüken
Gökyüzünden gelecek planörler
Hüznüm yerini umuda bırakıyor
Aether ve Anamur
Ne kadar uzaksa gökyüzü
Sahil şeridinde unutuluyor yalnızlığım
II.
Yerleşik yerleşke
Tabur halinde sıralanan tablolar
Ölümü çizmek
Siyah boyalar ve çarşaflar
Zaten bugün ölüm çok uzak
Hesiodos’a göre ben
Hüznün oğluyum
Sahici bir cumartesi
Hesiodos: Bir kısrak gibi ağlıyorum
Nyks: Oğlum, sevgilim ve adam gökyüzüne bak
Hesiodos: Oysa ne acılar yatar göğsümde
Nyks: Bir destanı başlatır gibi gülüşün
Hesiodos: Bu şiirin sonu yok
Seç bir kaybedişi
Ellerimin arasına sakladığım
O mitolojik sevda
Seç bir kaybedişi
Aklımda üç beş ev kalır
Sonrasında hüzünler yağar çatılara
Mezar taşlarına
Sevda bugün yasak!
Sevda bugün yasak
III.
Tefrika iki binler
Kaybettiğim zamansız saatlerim
Bir mektup ilişiyor kalbime
Unutulmuş çağırılışları duyar gibiyim
Mutlu muyum
Nasıl anlatsam
Tuz sofrasından ayrılan ölü gelin
Bir rubai oku bana sevgilim
Tülbentlerle örteceğim kitapları
Seçilmiş ölümler
Uzak mıdır bu sınav atlası
Pek uzaklarda
IV.
Bir kilimi serpiştirirken
Ürpertiler parıldıyor alnımda
Başka şehirlerde sevda olmayacak
Bugün kan mevsimindeyiz
Henüz hazır değilim
Herhangi bir kırıklığa
Cam seçer gibi ve sırıtan o
Güneşin yaşlanmış suratı
Bekler gibi ölümü
Batacak gibi ölümün ardından
Bakıyorum da şimdi
Dağlar bir kıyamet gibi ard arda
Aether ve Anamur
Ne kadar uzaksa gökyüzü
Sahil şeridinde unutuluyor yalnızlığım.
5.0
100% (2)