4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2142
Okunma
I_
Öksüz çizginin yol ortasında kırılan kaderi
Gurbet dillerin beşik kertiğinde büyüdü yüreği
Yaban memelerin süt kesiğini içip,
Anaç eteklere tutundu güz kesiği gözleri
Ana kokusu sinmemiş mevsimler geçti üstünden
ve
İki başlı dünyanın kürek kemiğine yeşerip
Eflatuni renkler topladı “Yusuf suresinden”.
II_
Zaman çarkının un değirmeninde ki başak tanesi gibi
Ezildi, hakir görüldü, dövüldü susuz havanda
Kavruldu, ayrıştı, yandı belki de; kendi yağında!
Ama; hiç eğmedi başını toprağa.
ki;
Mağrur, başı dik, gök/yüzünden sevgi yağdı
Ellerin Aya’sında kırılmış rahmet tohumları sürdü yüzüne
III_
“M. Gorki’ ana” yı yazarken,
Fakir Baykurt ise; “ Irazca’nın dirliğini” yazıyor/du
satır satır yoksul soframızın tahta kaşığına.
Çalakaşık yediğimiz bulgur aşına dayadığımız yayık ayranı
Ve
Hiç kimse demezken ayranım ekşi,
Dokuz sekizlik ayrılık havası yükselir baba ocağında
Eh…! bir boğaz eksik olsun fakirliğin bel zincirinden.
IV_
Şimdiki zamanın gizli öznesinde saklı yosun gözleri
Arada gri bulut yüklese de mavi yüreğine
Kılavuz çizgisinin satır aralarına yerleştirmiş sevgiyi
-O dağların asi maralı
-O yüreğimin mavi saçlı perisi
-Hüseyin’in biricik sevgili eşi
Karanlık dünlerin güneşi…
Hüzzam makamında ki şarkıların güftesi
V_
Kuytu gölgelerde boy süren mor menekşeyedir özlemim
ulu dağların doruklarında açan kardelen çiçekleri
güneşi öperken karlı dağlarda ki yalnızlığım
papatya yaprağından düşer ayrılığın, öksüzlüğün adresi
ÜMMÜ AŞCI
ÜMA…13.01.2015
5.0
100% (11)