2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1783
Okunma
İçinden konuşuyordu kadın
Yüzüne değen kar tanesi gibi şekilsiz
Uzaklara yağdı düşleri.
İçinde kopan sessiz fırtınada sürüklenip
Arkasına bıraktığı anılarında kaybolurken bedeni.
Us’umda bıraktığı ıssız adımları
Ve sadece acıların izi düşüyor peşi sıra
Bir adımı ayrılık ateşi taşırken
Bir adımı da gariplik yükü sarmış kervanını.
Yaşamın kıyısından teğet geçiyor gözleri
Kirpiklerinde sarkıt çiçekleri boynu bükük
Dokunsan dağılacak yüreğinde ki kumdan evi
İçinde tortulaşmış sağır nefesi
Ağır gelirken dudağın tavanı
Ki;
O sadece kendi çölünde kaybolup,
Kendi iklimi arayan kayıp kenti çocukları
Mahzenine seher yeli değmemiş ıslak kuytusunda
Sessiz ve ıssız yol alırken uzak rıhtımına
Daldıkça daldı okyanusa
Oysa ki;
Çığlık çığlığa susarken içinde ki derin yalnızlık
Kasım çiçekleri çoktan ölmüş ezan sesinde
Terli zamanların gayya kuyusuna gömülmüş gözleri
Ve tek noktada taş/kesilmiş
Dünden kalmış, yarınların çok sesliliği…
Ümmü AŞCI
ÜMA....08.01.2015
5.0
100% (8)