8
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1784
Okunma

Sn Mehmet Fikret Ünalan’a teşekkürler
uykum kaçardı ya da..
yazma iştiyakı ile..
sabahın çok erken saatlerinde yazardım..
şiirlere yorum yapardım
devam eden hikayelerde olurdum her zamanki gibi
yine bir hasret yüklü haikaye-şiirlerdeydim
ana tema yine (aşk değil) sevda idi
Anadolu’nun bağrından kopan
vuslat bilmez-düşlemez sevda
olacak ya
çiçeğimiz papatya
kızımızın adı Hasret..
....
ve canım demekle kalmaz
canımmmm diye m’ler uzardı mektuplarda
!!
bir gün çok sert mizaçlı birinden
sert yorumlar mesajlar düşmüştü
hesap soruyordu
cümleler “-nerdesin..” le bitiyordu
o memleketten bu sene 22 –Şubatta geçtim.
ne daha önce,
ne de daha sonra o memlekette olmadım hiç diye
yeminler ettim..
ben "o" olmadığıma ikna ettim ama
bu defa
"-o nerede"
..
”-sen kimsin”
onu bilmediğime ikna olsa da
bu defa..
“-beni nereden tanıyorsun?”
olmadı
“-beni sana kim anlattı?”
daha sonra
restler küfürlere
küfürler beddualara döndü..
oralı tanıdığım birkaç şair var yazıştığım
birkaç okul bir de asker arkadaşım diye
sürdürdüm ikna çabalarımı
“Deli Çoban”ı sanıyordu beni
değilse de
onu bildiğimi..
ya da Deli Çoban’ın hikayesini
..
“olamaz”dı bu kadar
bir Edebiyat Defteri okuru
“-Deli Çoban’ı buldum”
..
“-her şey senin anlattığın gibi”
“-kızının adı hasret”
“-derdi Sıla..”
“-sabahlara kadar
şafak vakti..”
demiş..
özetle
“-20 yıl geçti
dediğin gibi
iki oğlum var
eşimden ayrıldım..
okyanuslar ötesindeyim
dinmedi mi öfken
dönmedin mi köyüne
çalmayacak mısın kapımı
hala inanmıyor musun bana
unuttun mu oğlak güderken
verdiğin sözleri,
ettiğin yeminleri
teperce koşuşturduğumuzu
seni bekliyorum
yeter artık..”
diyerek yalvardı günlerce
sonra kesildi iletiler..
bir-kaç gün sonra
bilinmeyen bir numara aradı
sesinden sevincini anlıyordum.. o idi
“-döndüm..”
bir şey diyemeden
kızgınlığı, öfkesi şimşek gibi
neredesin
görüşelim..
yemin ediyorum
ben İbrahim Çelikli dedim..
gece saat 04..
“İbrahim Çelikli”
…
"ver onu telefona"
ben "İbrahim Çelikli"
"o zaman bulut otele gel"
5 dakikaya oradayım..
caddeye taraf bakan
sigara içen
kısa boylu ama
devasa görüntülü
çatık kaşlı güzel bir Karacakız
kocaman ellerinin içinde
aciz bir eldi benimki
küçümser bir eda
bir pişmanlık içinde
“rahatsız ettim” dedi.
Sn M.Fikret Ünalan’a teşekkürler