2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2091
Okunma

Utanmasam sokak demeyecek
Kapanıvereceğim buz gibi ayakaltı taşlara
Avuçlarımı avutacak, toprağı yırtıp güne uyanmaya çalışan
Bir kır çiçeği;
Bir muharrem ayı hediyesi bırakacağım başucuna
Allah’ım kabul etsin; hüngür hüngür
Kanayan çocukluğumu taşıyan gözyaşı yüklü bulutlarıma…
Hırkam savrulacak asi rüzgârın elleri arasında
“Esme” demeyeceğim; tam tersine
Savur beni kendin gibi sahipsiz toprakların kucağına…
Kalabalıklar acıyarak bakacak kuş uçmaz kervan geçmez
Gönül yaramdan ruhuma işleyen kader taşıma…
Akan makyajım olabildiğince renkli
Bir palyaço gösterisiyim ben bedavadan
Sokağın kalbinin attığı işlek bulvarda…
Umutları da al abi iliştir simitlerinin yanına
Sat tabii bir de hiç olmazsa alış fiyatına…
Ben alış/tım ne de olsa fakirliğe ümitten yana
Denizde iki kere sekmedi hiç benim taşlarım,
İlk ebelenendim ben hep çocukluğumda
Arkadaşlar arasında;
Daha doğrusu hayat hep mızıkçıydı bana…
Gitmedim üstüne; alttan da almadım
Koştum ben hep; geç kalmaktan korktum;
Belki de ondan hep çifte yamalıydı düz taban pabuçlarım
Gocunmadım ki…
Ben mutsuzluklarımla yoğruldum,
Her batan güneşte el salladım
Gözlerim buğulu, istemesemde
Giden sevgilinin ardından ve her yeni doğan güneşle
Yeniden doğdum; aşka çelme takıp yüreğe düşürme umudundan…
Bir kez daha kara/vana;
Çekilsin perdeler, görülmesin bizim gibilere
Mutlu siluetler…
Çocuk sesleri karışmasın oda oda seslerimize
Ah be; bu kadar aşikar işte dibe vuruşumuz ve akabinde
İşbirlikçi sessiz haykırışlar…
Yine umut vadediyor dolunay,
Ve sabaha uyanma ihtimali şenlendiriyor
Dörde emin adımlarla yürüyen akrebin yelkovana düşen bakış açısını…
Nasibimize uyanmak
Belki nasiplenmek hayallerimizde büyüttüklerimizden yana
El bebek gül bebek; kendimizi büyütemediğimiz kadar…
Günaydın gün,
Hoş geldin perdemden sızan gün ışığı,
Ve bir kez daha rastgele; hayata!
5.0
100% (7)