Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Doğan Güneş
Doğan Güneş

El Değmemiş Bir Gök Getirdim Mavi'su'nun Serçe Telaşına

Yorum

El Değmemiş Bir Gök Getirdim Mavi'su'nun Serçe Telaşına

( 15 kişi )

1

Yorum

17

Beğeni

5,0

Puan

2333

Okunma

El Değmemiş Bir Gök Getirdim Mavi'su'nun Serçe Telaşına

El Değmemiş Bir Gök Getirdim Mavi'su'nun Serçe Telaşına

Geceyarısı mektupları..
Postacısını kaybetmiş zamandayız..

’Çay koy geliyorum’ sözünü şarkılara ısmarlıyorum..
iki satırlık cümlelerin her gece bir demlik çay demliyor haberin var mı..
Haberin varmı,elindeki mavi solmasın diye güneşi avuçlarımda tutup,
zorunlu bir izne çıkarıyorm akşamı..
Dörtnala yağız bir atın ritminde kalbim..
Bu sabah kalbimin boy aynasında saçlarını tara dünyayı..




Sevgili ’.....’e,mektubunu aldım,çok mutlu oldum..
Mutlu olmak tek başına bir anlam ifade etmiyor açıkçası.
Hani nasıl desem,her cümlene bir çift nazar boncuğu iliştiriveriyorum..
Gerçi mektup dediğime aldırma sen,ben öyle demeyi seçtim..
Mektupta öylesine ümitli sözcükler var ki,hangi harfine yaslanıp
uyusam ecelsiz ölmüş kuşlar kanat vurur düşümde..
Üzünçlü bir durumda olduğunu düşünmeye tahammül edemiyorum..
Kulağıma inceden fısıldayan sözcüklerini anlatacak kocaman
suskunluklarımız,uzaklığın sonsuza dek sürecek gizli bir
iletişimin yeni bir dilini öğretiyor bana..
Ses,eski zayıflayan olacak belki birgün..Fakat hiç kaybolmayacak..
Günlerin olmadığı,bir uzamdan yoksun,olanaksız bir sesin,
olanaksız bir varlığın titreşimleri gibi boşluğa ve karanlığa bürünürdü..
Yürekten her susuş capcanlı bir konuşmanın içsesi gibidir..
Ümitli yazdığın her cümlene aydınlık doluyor yüreğime..

Aklımın en sade haliyle söylüyorum,
sözcüklerini sahiplenmek,öznesi kaybolmuş
bir hayatın yüce bir benliğe dönüşmesidir..

Özel bir rengin ömrümce benimle kalmasını dilediğin
bir umudu taşıyormuşsun..Bu dileğini arkaoda mektuplarında
büyük bir coşkuyla paylaştık..Gelecek sayıda bu durumu
genişçe anlatacağım..Kapaktaki renk,ithaf ettiğin
senin özel rengin olacak..Yine isimsiz,kimliksiz olacak..
Ama olsun hiç değilse tarihe not düşecek tüm kelimeler..
Benim sana,hayata ve dünyaya söyleyecek sözlerimin hiç
bitmeyecek olması ne güzel..


Oradasın ya..Bütün ihtişamınla..Gelincikçiçeği gibi..
Bir inatçı mavi,bir beyaz yelkenki gibi..
Sen hep öyle kal üç kış geçsin üzerimden diyeli çok olmadı henüz..
Üstümden bütün sızısıyla geçiyor ilk kış..
Dayan dizlerim!!..
Oradasın ya..Bütün ihtişamınla..Gelincikçiçeği gibi..
Sesinden uzakta,kelimelerinde bir çift cümleyim ya..
Dünyanın bütün mevsimleri geçsin üzerimden..

P.Loti’den Beyoğlu Nava’ya kadar taşlar ve kağıtlar arasından
uyurgezer ulaşılamayan kendime eriştim bu akşam..
Öyküsü Smirna’da eksik bırakılmış bir düşü denedim..
Kan damarlarım deliceler iklimindeydi..
Yörüngesinden çıkmasın diye,eksik kalan öykünün
yazgısına tüm detaylarıyla yeniden başladım..


Bitmeyecek bir kitaba sığınır gibi sokuluyorum satırlara..
Sen de sokul şimdi..İki kent,iki düş,bir yalnızlık,bir kaç şarkı..
Sesimin içiyle konuşuyorum seninle..

Smirna’da Çiçekli Masa Örtüsü Yakışır Bir Mevsim..1
Varolduğum yer,gideceğim,anımsanacağım,düşleneceğim yer
her hangi bir mevsimin değil,Temmuz’un gecesinde olmalı diyordu adam..
O mu?, Gerçekten de onun ’Nerdeyim ben’ dediğinde bilmiyordum..
Kesin olan şey,uzaktan konuşmalarına kulak kabarttığımızdı..
İki düş arasında bir çırpıya dahi tutunamamış,bölünmüştü..
Bazı geceler ısrarla başa alıp alıp dinlediği bir şarkıyı
ezbertletmişti bize..
Masanın üzerinde dün gece yazmış olduğu notlara bakmıştık
bu sabah..İkincil bir karekterin yüksek bir binanın çatısından
akşamla konuşmasıydı..’Bir çıkış yolu var,bir yerlerde
bir çıkış yolu var ve onu biliyorum..Oraya gitmek için
duyduğum tüm gereksinmelerim kafamın içinde..
O yola koyulacağım..Gökyüzünün güzelliklerini göreceğim..
Yıldızları yeniden göreceğim’’..
İkincil karektere bunları yazarken karekterin ismini belirtmemişti nedense..
Birgün sonra kendisini Mezarlıkbaşı’nda eski bir
sokakta bulmuştuk..Taş duvarlı bir binanın önünde
elinde kalem kağıt bir şeyleri not ediyordu..
Uzaktan izlemekle yetinmiştik..Akşama doğru onun peşinden
gitmekten vazgeçip eve dönmüştük..Duvardaki panoda
son yazdığı eserin içinden geçen bir sözün ikincil karekterle
bir bağı var mıdır diye düşünmeye başladık..’Sende kendimi seviyorum’
Bu sözün kentle, ve .....’le bir ilgisi var mıydı acaba..
Beni hep şaşkınlığa düşüren,sonra kaybolmuş gibi yapan,sonra da
yeniden karşıma çıkan ve şaşkınlığımı yüzüstü bırakan,gerektiğince
doyuramayan aynı şeyi yineleyeceğim..
Mezarlıkbaşı,evet oraya döneceğim..
Sanırım yakanın bu tarafında hep bir gölgenin önünden,
ardından,yanından teğet geçiyorduk Tezcan’a..
Her sabah,hatta her öğlen kıyıda oturmuş ....’yi beklerken
tedirgin olmak için olmadık nedenlerin titreşimlerini hissediyordum..
T.Demirer’in dediği gibi insanın düşsel durumu sınırları zorladığında
taşa tutulurmuş..Belki o taşın acıtacağından değil de düşeceğin
durumun çetrefilliğinden dolayı herkeslerden gizliyorduk onca şeyi..
Düşler hırpalanmasın diye bir çeşit önlemdi sanırım.
Son gecemde o yazıya bir başlık gerektiğini biliyordum..
Adam buna aldırış etmedi ’Çekilir,çekilmez umurumda değil bu’
diyerek geçiştirmişti..’Mezarlığın girişinde özgürlük bekçisi’
Başlık bu olmalıydı..Sonra;
’Göğe bakmak iyi gelir diyor bir yönetmen
bütün perdelerini indiriyorum perdesiz evimin
bu kaçıncı yenilgim?
bir kez kaçar uçurtman
sonra gökyüzüne küser mi insan’?
Evet evet bu sözleri ezberletmek gerekliydi figürana..
Çalışır,oynar,film izler bir mevsim..
Senden gelen sevinçle güneşi karşılıyorum..

19-26 Ekim..13.

-Gitmek,literatürdeki en acıklı kelimeydi-
-Gitmeden önceki son gece-

Adam,sokağın ortasına uzandı
ölü bir kedi gibi/sevimli
ıhlamur ağaçları kendi gölgesini unutup
uzandı adamın yanına
bir serçe ayağına taş bağlamış
çatıda bekliyordu
ve kaldırım taşları
ve narçiçeği
ve incir
ve zeytin
adamın yüzükoyun üzerine
nereden yansıdığı belli olmayan güneş düşüyordu
azalmış sevgiler sokağında duvar yazılarından
sorumlu tuttuluyordu
sokağın sonunda hep aynı denizci şarkıları
çantasından düşen
kristal aşklardan tozlu bir şiir
boş salıncağın gıcırtıları sarıyor kenti
çaykovskiyi en olmadık anda terkeden umut

gökyüzü bütün kapılarını açmış
perdesiz bir oyun oynuyordu
Kadın
elinde kalan son maviyi uzattı Adama
odadaki titrek mumlar
hüznün ikinci yılını kutluyordu
susarak yazılan bir şiirin ilk mısrası
ilk kez durdurulamaz bir militan gibi
birleşiyordu kendi ırmağında
Bir şiirlik görmek istedim/öldürdün
Bir mavi uzattın/doğruldum
mumlar kendi gölelerini yansıtır,ben seninkini
ateşin suya dönüştüğü yerde
ne zaman başlangıç cümlesi kursan
fidesinde her çiçek
susarak yazılan öyküsüdür dehşet bir aşkın
Adam,doğrulup kalktı uzandığı yerden
dökülen yaprağı dalına sevdirir gibi/heyecanlı
susmanın olanca nezakitiyle fısıldadı
ve benim göğüme!
en çıplak mavide bakar yukardan temmuz



-Azılı uçurumlardan düşme korkularıyla geldim.
Bir gülün yaprakları arasından nereye gideceğini bilmeden..
Geldim
Yeni yetme bir aşığın yüzündeki afacan utangaç gibi masum..
Herkesin kanında yüzde yetmiş beş gece..
Rüzgarın en güzeli sende esendi..Yüzde yüz rüzgarlarla geldim-

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (15)

5.0

100% (15)

El değmemiş bir gök getirdim mavi'su'nun serçe telaşına Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz El değmemiş bir gök getirdim mavi'su'nun serçe telaşına şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
El Değmemiş Bir Gök Getirdim Mavi'su'nun Serçe Telaşına şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
AZAP
AZAP, @azap
26.10.2013 03:05:18
5 puan verdi
müthiş bir duygu seli dost kutlar sevgiler sunarım...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL