11
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1786
Okunma
kurtlar hep sofra da
ve
sabah yalnızlığında sokaklar
çiğ düşmedi daha kirpiğime
düşlerin yamacına oturmuş
cuma günü cami dilencileri gibi
zihnimin alaca karanlığında
dileniyorum uykuya
ki;
çakallara teslim ediyorum geceyi
uçuyorum usulca maskeli dolunaya
maskenin arkasında çirkefleşen iki yüzlü dünya
döndükçe yüzler düşüyor bir bir ortaya
rüzgarın ıslığında taş kesiliyor yüreğim
-uykum benliğimin tepe noktasında-
kuyruğuna basılmış yılan gibi sarıyor bedenimi
yer mantarı sanki
kestikçe çoğalan yüzler
bedenim
taç yaprağını soymuş
tomurcuk acıların dikenine saplanmış
sanrıların ecelin de titriyor
belki bir damla gün düşse toprağa
sökülecek cerahat tutmuş belleğin ön lobu
ama nafile
hep
ölü toprağı serpiyorum yandıkça yüreğin başı
yine çekiştiriyorum çarşafı
açık kalmış yalnızlığımın sır örtüsü
yüreğim
dilimin not defteri
dokunmuyorum tümcelerin keyfine
uzun zamandır tadilat nedeni ile kapalılar
ki;
koşsam şafağa adımlarımız kesişecek
ama ben
gün/eşimi bekliyorum
dönme vakti
bedenime
Ümmü Aşcı
Süprizin çok mutlu etti sevgili ( EZGİm)Mürüvet SÖYLEMEZ Şairim sevgimle