7
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
3253
Okunma

Sevgili Gökyüzüm..
Merhaba Saydamsu.Saydamsu diyorum sana çünkü
umuda merhaba demek istedim..Çünkü güneşin ve
yağmurun geç ulaştığı bu yerde umut daha elzemdir..
Merhabamı yineledim..anımsadım..Bir kart attıydım
sana dün..Yalnızca bir sorudan ibaretti yazdıklarım..
Bir düşü çoğaltmak uzun boylu mu olur kimi zaman?
İlk gelen vapuru alıp uzak,ıssız sessiz bir adaya götürsek
mesela.içindeki her kesi dışarı çıkartsak ve kalem
kağıt versek hepsine..desekki özlem duyduğunuz üç
şeyi yazın desek..Ne yanıt verirler dersin?..
Peki düş kurmayı ben önermiştim fakat bu kadar
savruk olan da sensin..
Sana bu sabah bir kart daha yazdım fakat yollamadım..
başkaca bir yerde ’yayınlamayacağımda’..
orda ilk aklıma geleni söyledim.bu kentin limanları da
İstanbul gibi..Her kes kendi yanındakine göre bir omuz
önde olmak istiyor..Her keste aynı fısıltılı konuşma..
’Atla çabuk..çabuk çabuk vapur geldi’..Durur
seyredersin,bir anlam veremezsin de..Birileri hep önce,
davranır ve bu hep böyle devam eder..’Vapurdan
iniş bu kısımdan olacak, şuraya oturalım ki hemen
çıkabilelim’..Kız kulesi bu kentte olsaydı saçlarından
asardım bütün söyleyemediğim sorularımı..
Aceleci İstanbul’luları düşündüm..onlar daha vahim..
Kimse yoksa yanlarında yarışacak,kendi içlerinde
koşuşturup dururlar..Oysa vapur koşuyor Haydarpaşa
bekliyor..Oysa vapur koşuyor Bostanlı duruyor..
Bir sorudan ibaretti demiştim sorduklarım..
Sahi kaç asır sonra söylersin merak ediyorum..
Olsun..Uzun boylu düşlerden tokalar yapıp takıyorum
saçlarıma..Bir fırtına beslerim içimde kasıp kavuran
her kenti..Ölümüne bir düş çizerim yüreğin hedef noktasına..
Adını özentiyle kurdum..(Yanılsama bunun neresinde)
Az önce kapıda küçük kızla seksek oynadık mesela.
fakat karşı komşunun camını düşümde kırdım..
Sonra bir düş daha; Senin yerine zillere basıp kaçtım..
(Buna bayılıyorum)..Sokakta kirlettiğin elbiseni temizlemeyi
söylemiyorum bile..Sahi unutuyordum..Yüzüm kente dönük
on birinci gününde,ne zaman uğrayacak iğnesi kırık şarkılar
söyleyeceksin bana..Ne zaman uğrayacaksın ince belli çay
içeceğiz..İnsana özlem düşünün gerçekleşmesi dileğiyle..
Sevgice kal Saydamsu..
(Çocuksu hayaller vaktindeyken zorunlu olarak söylüyorum Saydamsu..
Yasaklı sözler söylenmiş tüm filmlerden beni sorumlu tutuyorlar..
korkuyorlar iyi yürekli çocukların sokağın ötesinde heyecanlı bekleyişlerinden..
Onlara dedimki;Bu oyunun berbat sahnesini sizler oynuyorsunuz çünkü
gülüşümüzü siz çaldınız..)
30 Aralık 2012-
Burda gece terkedilmiş bir ev gibi
içinde yaşayanlar var ama gözün alabildiği her şey
gelişigüzel yerleştirilmiş hissi yaratıyor bende
burda gece yeşil şarkılar söylemiyor fakat elmastır sokağım
öyleki aniden fırtına olur da
gece bir başka demler yüreğimi
Ah! hiç kıpırdamadan üç kış geçsin üzerimden
bazen geceler kamp ateşi gibi ışıl ışıl
hayır caddenin ışıklarından değil
kaynaşan ve zaman ilerledikçe çoğalan insanlardan
ve insanların yarattığı güzelliklerinden ötürü bir şey bu
burda gece sesini kaybeder,mevsimler susar
doğup büyüdüğün kentin kaçar ellerinden
harflerin denizlere açılır birden
umutlanırsın
bu anda şiir hiç bir işe yaramaz
gözucuyla düşlersin saydamsu’yu
bu anda şiir de gece de
kimin umurunda
gözhizasında saydamsu
kalkar çay demlersin
Beni alt yazılı bir filmin kalıbına dök usta!
şerit döndükçe cümlelerimiz sabitlensin
durdukça olgunlaşsın uyurgezer sevinmelerimiz
Bazı şarkılar vardır,anlamını bilmezsin
anlamını bilmezsin de tutarsın elinden ve
savrulmamak için kırılgan bir koza örersin notalarından
gidilmemiş şehir,yazılmamış şiir,rüzgarın saçlarını uçurması,
amfi’lerdeki söyleşiler gibi huzur verir gece gündüz
Bazı şarkılar vardır,postayla yollanmış gibi gelir düşer ellerine
merakla açarsın zarfı
kapağını açtığın ilk anda bir melodi
bir melodi kucaklar ki yüzünü
uzak rüzgarlı kıyılardan suya bırakılmış yelkenli olur düşlerin
Beni bu kentin dizleri dibinde sabitle hayat!
Hero’ya varmak isteyen Leandros gibi
film bitmeden
yasak sularda ıslanıp
manifestosunu yazayım saydamsu’yun
5.0
100% (11)