Okuduğunuz
şiir
8.3.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Bozuk Aşk Masalı IX
Bütün su zambakları ölebilirmiş bir gün sen bana inanmadın Eski Sami Yen’in orada bir gece söylediydim çok sarhoştuk Bu sokak dedim ya böyle şey olur mu biz ne yapıyoruz? Bir kedi geçti kediye baktık seni öpmeyi düşündüm ve…
Çok gerçek bu dünyaannem onun için öldü sen anlamazsın Bir gün bembeyaz geldi bir gün öptüm bir gün papatya çiçeği Sen dedim buradan gidersen bana ne olur hiç düşündün mü? Su koydum başucuna. Eğildim. Serçe kanadı. Çırılçıplak ses.
Acı çığlık olunca sahibinden önce gelir sen ne diyorsun! Gece evde beklerken biz hastanelerden kapı önlerinden Ben sana sarıldıydım kollarım gece sarmaşığı ıslak mendiller Soğuk betondan sıcacık Şubat’lar kaldırdılardı hiç unutmam.
Bütün su zambakları ölebilir sen buna hiç inanmadın Ateş çemberinde akrepler ölür kötü yılan soylarından Ve Şili’de kara boyunlu kuğular en nihayetinde Herkes ölürken çok sevdiği bir şeyi öldürür tabii ki.
Ah ne kadar sarhoştuk ben şiir yazarım diye belki Senin uyuduğun koltuğun ucunda bir güvercin gibi Biraya kalem bandırıp sarı post-itlere saçma sapan Bütün anneler ölür diye yazıp bırakmıştım o gece.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İmgeleriyle/çağrışmlarıyla site ortalamasının üzerinde bir şiir. Takıldığım bazı yerler oldu; akıcılık, tekrarlar ve fazlalık anlamında. * 1.bölüm: Bütün su zambakları ölebilirmiş bir gün sen bana inanmadın Eski Sami Yen’in orada bir gece (söylediydim) çok sarhoştuk Bu sokak dedim ya böyle şey olur mu biz ne yapıyoruz? Bir kedi geçti kediye baktık seni öpmeyi düşündüm (ve…) --- Burada, 2.dizedeki (söylediydim) eylemi(fiil) belki çıkarılabilir. Çünkü altta (dedim) var. Ya da 'söyledimdi' biçimi yeğlenebilir.
4.dize'nin sonundaki (ve) bağlacının işlevini algılayamadım. Bence, aşağı bölüme de katkısı yok. Fazlalık. İlla kullanılacaksa, belki araya gelebilir: "Bir kedi geçti kediye kediye baktık ve seni öpmeyi düşündüm" * *
2.bölüm: Çok gerçek bu dünya annem onun için öldü sen anlamazsın Bir gün bembeyaz geldi bir gün öptüm bir gün papatya çiçeği Sen dedim buradan gidersen bana ne olur hiç düşündün mü? Su koydum başucuna. Eğildim. Serçe kanadı. Çırılçıplak ses. --- Şiirin en güzel iki bölümünden biri bence. Diğeri de 4.bölüm. Sadece dize sonundaki soru imi ile noktaya gerek yok. Görsel bir yorgunluk. Zaten aralarda virgül de kullanılmamış. İyi ki. ** 3.bölüm: Acı çığlık olunca sahibinden önce gelir( sen ne diyorsun!) Gece evde beklerken biz hastanelerden kapı önlerinden Ben sana (sarıldıydım) kollarım gece sarmaşığı ıslak mendiller Soğuk betondan sıcacık Şubat’lar kaldırdılardı hiç unutmam. --- İlk dizenin sonundaki (sen ne diyorsun)a takıldım. Gündelik Dil'den kalıp bir söz! Yıpratılmış, çok aşınmış. Şiirselliği var mı, şiire bir katkısı... Bence yok. Olmasa daha iyi.Ya da daha yaratıcı bir şey. Kalacaksa da ünlem imi çıksın, derim. Tıpkı 4.dizedeki nokta imi gibi. 3.dizedeki (sarıldıydım) eylemi (fiil) de belki 'sarıldımdı' biçimine dönüşebilir. * * *
4.bölüm: Bütün su zambakları ölebilir sen buna hiç inanmadın Ateş çemberinde akrepler ölür kötü yılan ( soylarından) Ve Şili’de kara boyunlu kuğular en nihayetinde Herkes ölürken çok sevdiği bir şeyi öldürür (tabii ki.) --- 2.dizenin sonundaki 'kötü yılan soylarından' > üstteki (inanmadın) ve (soylarından) Üst üste gelen 'dın-dan' sesleri kulağa hoş gelmiyor. Belki burası için daha farklı bir kurgu: "Ateş çemberinde akrepler ölür kötü yılan soyu" biçimi bir şey. 3.dizenin sonundaki (en nihayetinde) de gündelik dilden, başka bir kalıp söz. Şiirselliği yok, dizeye katkısı da. Bence çıkmalı. > "Ve Şili'de kara boyunlu kuğular" 4. dizenin sonundaki (tabii ki) nin işlevi yok. Tıpkı ilk bölümdeki (ve) bağlacı gibi. Çıkmalı. Dizeye yük, bence. Yama. ***
5.bölüm:
Ah ne kadar sarhoştuk ben şiir yazarım diye belki Senin uyuduğun koltuğun ucunda bir güvercin gibi Biraya kalem bandırıp sarı post-itlere saçma sapan Bütün anneler ölür diye yazıp bırakmıştım o gece. --- Bence, şiirin en sıkıntılı bölümü (daha zayıf) burası. 2. ve 4.dize iyi ama diğerleri aynı güçte değil. Tamam, şair tayfası -genelde- bohem ve içkiye düşkün ama bunu niye sürekli şiirlerine taşımak isterler. Hiç anlayamam. "Ah ne kadar sarhoştuk" > Bu sarhoşluk hali, zaten girişte söylenmişti. Tekrar etmek, niye? (Şiir yazmak için..?)
"Biraya kalem bandırıp sarı post-itlere saçma sapan"
Biranın sarı-kahverengi rengi ile sarı yapıştırmalı kâğıtlar çağrışımı, bana fazla 'postmodern' geldi, bağışlasın Şair. Belki şöyle bir şey/öneri:
" Uyuduğun koltuğun ucunda bir güvercin bakışı Isıtır gibi üşümüş güncemi Bütün anneler ölür diye yazmıştım o gece"
benzeri bir kurgu.
Bir de ilk dizededeki (....şiir yazarım belki) ile son dizedeki (..ölür diye yazmak) Peş peşe gelen 'yazmak' tekrarları da şiiri zayıflatıyor. Dediğim gibi, ilk dize son derece sıradan ve özellikle de final için uygun değil hiç. **** Sevgili Şair,
Şiir altlarına düşülen notların, -genelde- yüzeysel ve üstünkörü değerlendirmeler olduğu herkesin malumu. (Şahane, Süper, Muazzam, Leziz (sanki Adana Kebap!), Yüreğine sağlık, vs)
Ya da tam tersi, aykırı bir değerlendirme: "Biri bana bu şiiri açıklarsa, çok sevineceğim" türünden. Ülkede yüz elli civarında şiir/edebiyat dergisi yayımlanmakta. Sitedeki binlerce arkadaşın yüzde kaçı, bu dergilerden birkaçını izliyor (sürdürümcü olarak)? Dergi olmayınca hayatınızda, doğal olarak Modern Şiirin de uzağına düşüyorsunuz.
Zaman zaman yaptığım eleştirel yorumlara -ne gariptir ki- şiirin sahibinden hiçbir tepki (ne teşekkür ne karşı görüş) gelmezken, başka üyelerden ses geliyor. Emeğe bir teşekkür. Hal böyle olunca da, çoğu kez kendi kendime sormadan edemiyorum: Niye bu boşuna gayret?
Yine de çıtayı aşmış şiirlere rastlayınca, yazmadan edemiyorum. Şiirin uçsuz bucaksız öznelliğinde; yazdıklarım elbette "bence"lerdir. Hem şiirin sahibine hem okurlara bir "pencere" açmak çabası. Belki minik bir "şiir işliği" denemesi. Şiirin sonsuz yolculuğuna küçük patikalar açmak.
*
Çok gerçek bu dünya annem onun için öldü sen anlamazsın*
"Çok çiğ çağ" demişti ya Necatigil belki de kırk yıl önceden;
'Çok gerçek bu dünya'da Şiire tutunmaktan Başka umarı var mı şairin
İlhan Bey merhaba, öncelikle engelleme durumunun varlığını bana gelen bildirimlerden fark ettim, o engelleme neden ve nasıl oldu şu an hatırlayamıyorum kusura bakmayın ve bu güzel incelemeniz için size teşekkür ederim.
Bozuk Aşk Masalı serisi sarhoş bir adamın gecenin bir vakti oturup kendiyle ve unutamadığı bazı kadınlarla konuşması, dertleşmesi ve hatta bazen onlarla hesaplaşması üzerine kurulu bir konseptti, yani şiirlerde bilerek yapılmış farklı söz dizimleri, yanlış kurulan tamlamalar, durup birden kendine kızması, kendini kontrol edemeyip gündelik hayatta kullanılan ünlemlerle tepki vermesi bu sarhoşluk durumunun uzantısıydı. Doğruyu söylemek gerekirse -bunu belirtmek ne kadar doğru bilmiyorum- bu sarhoşluk durumu kurgu da değildi.
Fakat şiirde kullanılan farklı sözcük dizilişleri eğer bir ruh halini okuyana fazlasıyla hissettirmek adına yapılıyorsa benim şiir anlayışıma göre yerindedir.
Ateş çemberinde akrepler ölür kötü yılan soylarından
dizesinde son sözcüğü -soyu- olarak değiştirmemi tavsiye etmişsiniz fakat bu değişim benim anlatmak istediğim durumu tamamen değiştirir, şiirde önce hissettirmek istediğim sonra biçim diyorum, biçim için asla samimiyetimi ve söylemek istediğim durumu feda etmem. Ki bu dize şiirin en önemli bölümlerinden biri, bütün akreplerin ateş çemberi ortasında çaresiz kaldığını anlayınca intihar etmesi, böyle bir ölümü tercih etmelerinin hikayesi, bu çaresizliğin de gerçek hayattaki paralel kurgusunda kötü yılan gibi denilen insanlar tarafından, onlar yüzünden ortaya çıktığını anlatmak istemiştim. Bu dizede hiç intihardan bahsedilmemiş fakat, akreplerin ateş ortasında kendi iğneleriyle hayatlarına son verdikleri bilinir. Bu yüzden ateş çemberinde akrepler ölür ifadesini kullandım.
Son bölümde sarı post-it'leri biranın rengiyle bağdaştırma gibi bir isteğim yoktu, bu ufak not defteri gibi duvara yapıştırılan post-it'ler genelde sarı renkte olur, burada sarı sözcüğünü kullanmamın sebebi yine gerçekçiliği artırmak içindi, daha doğrusu çağrışımı güçlendirip anlatılan sahnenin okuyucunun gözünde daha iyi canlanmasını istedim.
İlhan Bey merhaba, öncelikle engelleme durumunun varlığını bana gelen bildirimlerden fark ettim, o engelleme neden ve nasıl oldu şu an hatırlayamıyorum kusura bakmayın ve bu güzel incelemeniz için size teşekkür ederim.
Bozuk Aşk Masalı serisi sarhoş bir adamın gecenin bir vakti oturup kendiyle ve unutamadığı bazı kadınlarla konuşması, dertleşmesi ve hatta bazen onlarla hesaplaşması üzerine kurulu bir konseptti, yani şiirlerde bilerek yapılmış farklı söz dizimleri, yanlış kurulan tamlamalar, durup birden kendine kızması, kendini kontrol edemeyip gündelik hayatta kullanılan ünlemlerle tepki vermesi bu sarhoşluk durumunun uzantısıydı. Doğruyu söylemek gerekirse -bunu belirtmek ne kadar doğru bilmiyorum- bu sarhoşluk durumu kurgu da değildi.
Fakat şiirde kullanılan farklı sözcük dizilişleri eğer bir ruh halini okuyana fazlasıyla hissettirmek adına yapılıyorsa benim şiir anlayışıma göre yerindedir.
Ateş çemberinde akrepler ölür kötü yılan soylarından
dizesinde son sözcüğü -soyu- olarak değiştirmemi tavsiye etmişsiniz fakat bu değişim benim anlatmak istediğim durumu tamamen değiştirir, şiirde önce hissettirmek istediğim sonra biçim diyorum, biçim için asla samimiyetimi ve söylemek istediğim durumu feda etmem. Ki bu dize şiirin en önemli bölümlerinden biri, bütün akreplerin ateş çemberi ortasında çaresiz kaldığını anlayınca intihar etmesi, böyle bir ölümü tercih etmelerinin hikayesi, bu çaresizliğin de gerçek hayattaki paralel kurgusunda kötü yılan gibi denilen insanlar tarafından, onlar yüzünden ortaya çıktığını anlatmak istemiştim. Bu dizede hiç intihardan bahsedilmemiş fakat, akreplerin ateş ortasında kendi iğneleriyle hayatlarına son verdikleri bilinir. Bu yüzden ateş çemberinde akrepler ölür ifadesini kullandım.
Son bölümde sarı post-it'leri biranın rengiyle bağdaştırma gibi bir isteğim yoktu, bu ufak not defteri gibi duvara yapıştırılan post-it'ler genelde sarı renkte olur, burada sarı sözcüğünü kullanmamın sebebi yine gerçekçiliği artırmak içindi, daha doğrusu çağrışımı güçlendirip anlatılan sahnenin okuyucunun gözünde daha iyi canlanmasını istedim.
Şair ile '' O '' arasındaki sentez öyle sağlam ki; şiiri beğenmemek imkânsız. Ve elbette böylesi güzel rüyâ şiirleri okumak her zaman mümkün olmuyor. Ol sebeptendir; şairi kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum.
Biri bana şiiri açıklarsa çok sevineceğim. Böyle bir şiir biçimi var mıdır bilmem. Duygulanmadım da. Anlamadım da. Bende çok noksanlık var çoookkk. Günün şiirini kutluyorum.
Yalcin Temiz tarafından 3/9/2012 8:34:42 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bu tümcenize de belki bir yanıt olur düşüncesiyle, yaklaşık iki saat emek vererek, şiirin bütün bölümlerine eleştirel ve önerili bir değerlendirme yazısı yazmıştım ama 'gönder'e basınca, yazı uçup gitti.
Anladım ki şairimizin 'yasaklı listesi'ne alınmışım. Niye ve ne zaman olmuş, bilmiyorum. Halbuki şiirin genelini olumlayan ve katkılar getiren bir çabaydı.
Bu türden yasak koyan üyeler, bir mesaj'la bilgi verirlerse, daha etik davranmış olurlar. Karşı tarafı yormamış olurlar.
Hep yazdığım gibi, eleştiri olmadan ne sanatta ne de zanaatta ilerleme olmaz.
İçi boş övgülerin, yaldızlı sözlerin kimseye yararı dokunmaz.
Bu tümcenize de belki bir yanıt olur düşüncesiyle, yaklaşık iki saat emek vererek, şiirin bütün bölümlerine eleştirel ve önerili bir değerlendirme yazısı yazmıştım ama 'gönder'e basınca, yazı uçup gitti.
Anladım ki şairimizin 'yasaklı listesi'ne alınmışım. Niye ve ne zaman olmuş, bilmiyorum. Halbuki şiirin genelini olumlayan ve katkılar getiren bir çabaydı.
Bu türden yasak koyan üyeler, bir mesaj'la bilgi verirlerse, daha etik davranmış olurlar. Karşı tarafı yormamış olurlar.
Hep yazdığım gibi, eleştiri olmadan ne sanatta ne de zanaatta ilerleme olmaz.
İçi boş övgülerin, yaldızlı sözlerin kimseye yararı dokunmaz.
Yazım kurallarına dikkat etmek, önemsemek, uyarmak güzel de; bunu yaparken aynı yanlışa düşmemek gerekir:
"şiir güzelde .........."
Burada, 'güzel de' biçiminde yazılmalı. Yani (de) ayrı olmalı. Sıkça yapılan bir hata.
Bu türden bitişik yazım olabilmesi için: "Şiir güzelde çoğalır" (güzelin gönlünde vs.) "Şiir güzelde parıldayan bir yıldızçiçeği"
benzeri kurgular. İyelik eki ile bağlaç olan eklere dikkat! * Bu arada, 'dili geçmiş' zamanlı tümce kuruluşlarında; farklı bir söylem denenir eskiden beri:
Söylemiştim, yerine > Söyledimdi Gülmüştüm, yerine > Güldümdü
şeklinde. Sanırım, böyle bir söyleyişi zorlamış olabilir Şair. *
Yazım kurallarına dikkat etmek, önemsemek, uyarmak güzel de; bunu yaparken aynı yanlışa düşmemek gerekir:
"şiir güzelde .........."
Burada, 'güzel de' biçiminde yazılmalı. Yani (de) ayrı olmalı. Sıkça yapılan bir hata.
Bu türden bitişik yazım olabilmesi için: "Şiir güzelde çoğalır" (güzelin gönlünde vs.) "Şiir güzelde parıldayan bir yıldızçiçeği"
benzeri kurgular. İyelik eki ile bağlaç olan eklere dikkat! * Bu arada, 'dili geçmiş' zamanlı tümce kuruluşlarında; farklı bir söylem denenir eskiden beri:
Söylemiştim, yerine > Söyledimdi Gülmüştüm, yerine > Güldümdü
şeklinde. Sanırım, böyle bir söyleyişi zorlamış olabilir Şair. *
Bütün su zambakları ölebilir sen buna hiç inanmadın Ateş çemberinde akrepler ölür kötü yılan soylarından Ve Şili’de kara boyunlu kuğular en nihayetinde Herkes ölürken çok sevdiği bir şeyi öldürür tabii ki.
Çok gerçek bu dünya annem onun için öldü sen anlamazsın Bir gün bembeyaz geldi bir gün öptüm bir gün papatya çiçeği Sen dedim buradan gidersen bana ne olur hiç düşündün mü? Su koydum başucuna. Eğildim. Serçe kanadı. Çırılçıplak ses.
Yürekte inceden bir sızı bırakan duygu yüklü hüzün veren dizeler tebrik ediyorum, Rabbimize kavuşanlarımıza rahmetler diliyorum .başarılarınız bitimsiz olsun saygımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.