3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1095
Okunma
Giden hiç kimsede
Eşitlik yoktu
Terazisi şaşmış ellerden
Mahkum kararlar
Çıkıyordu
Artık
Sevginin infazında
Tüm o sarılarak
Uyunan dudaklar giyotindi
Aşk parça parça idam
Edilen katil..
Toprağına yüz sürerek
Nasıl kapanırdı bu gözler
Eğer cennet
Ayaklarından başlıyorsa
Neden göğsüne kadar
aşk uzanıyor
bir mezar taşına
sarılarak içime çektiğim
o saçlarına değse rüzgar
yönüm şaşıyor…
nasıl sevilir
yeni bir insan
fotoğraflarda sessizce
rafları siler gibi izlerde
silinir mi gözlerden
yoksa yağmur silemez mi
her izi…
kirlenmenin her şekli midir
güzel olan
yoksa tene varmadan
yıkanınca mı güzelleşir
bütün aşklar…
darmadağın edilmiş
bir kalpte nedir
bulunması zor olan
zor olanı saklayacak kadar
güvenli midir
kalp
Yürekler kasaya mı benzer
yoksa hep içine mi çöpleşir
aşklar…
hep bir başkasının
ışında yaşayan tünellerden
ibarettir
insan
güneşin olmadığı zamanlarda
yakılır hep
Işıklar
Kim olursan ol
Hep ilk kez gelmişçesine
Kaybolursun
Ve hep
kalbin içinde dolaşan
ne olursa olsun
sonunda
cerrah olursun…
bir alfabenin doğurduğu
29 günlük sancıların
arasında
yazılan ve alınlara çizilmiş
Her insan suçlu mudur
Hep
Neden gece ve gündüz
toprağa sürülür alınlar
beş vakit af dilenip temizlenir
Umudu taşır yürek…
el elek ele değmiş o yürek
hiç acı hissetmez mi
Yarısı giderken
niye hep yaralar
soğuyunca acır
kalp hiç ısınmaz mı…
Yoksa gülün dikeni bile batsa sevgisine
Artık taşlaşmış mıdır
Asla çiçek açmaz mı içinde…
Aşkla yaşar çoğu insan
Mutsuzluk dağının dumanından
Eser yoktur
Dudaklarında
Hep beyaz bir örtüye bürünmüş
Neşeli kuşlar gelir kalbinin
Sağır kapılarına
Aşkla ölünür mü
Kalp olmadıktan sonra
Nasıl atarsa dokunduğunda
Gitme der
Sözcükler nasıl anlamsızlaşır
Eğer üzerine basılıyorsa
Sevdiğinin…
Kalbe nasıl inilirdi
Adım atmaya korkulan
Şehirlerde konaklar gibi miydi
Yol almak ona yaklaşıldıkça…
İçeride kollar kırılınca mı kapılar
Açılırdı
Yada
Hiç yüzünde uyku gezinmemiş
Adamlar
Dalar mıydı sevgi denizine…
Siz hiç adını bilmediğiniz
Bir kapıdan girdiniz mi
İçeri
En azından adı
Aşk olsun diyerek…
Suçu sevmek olanın
Göğsü hapis midir
Her aşka
Aşkı kemikten bir sarayda
Yada insancıl bir ateşte
harlamak hangi
Kanunun işidir…
Şimdi aşkın aşka aykırı
Değil midir...
Uçar mı bir kalp
Kendi kafesinden…
Nasıl yürür gider
Ayaksız…
Fizik sussa aşk susmaz
Şimdi
Dudaklarımda…
Sana düşecek kadar
Sakar ve çocuksu muydu
Akıl..
Akıl verenin çok olması mıydı
Sana yakınlaştıkça
Arkalarda kaybolmak…
Eli saçlarından sarkan adamların
Ayak bastığı göğsünde
Yaralanmamış mıydı Aşk
Kurumuş bur yaprak gibi avuçlarım
Artık…
Nasıl dökülse’m
Hala alışamadım bu mevsimlere…
Aşka eski’nmezmiydi
Hani aşk eskimezdi
Çıkarıp kalbini ölecek kadar gözlerin
Dönerken
Sen erken gitmedin mi
Gerçekten…
Öleni zorla yaşatacak
Kaç ömür yemiştir
İnsan
Aç sofralara oturup
Satır aralarında
Öldüğü için yüce öldürdüğü
İçin kaç kadın kahraman diye anılır
Sayfaların ve okul sırası ders
Kaytarmalarının aralıksız
İtirafıdır…
Hangi adam sayısız kez ölerek
Bir kadın yaşatır
İşte o zaman ölür giden
Ne izi kalır
Nede tozu yıllanmış gözlerde…
Sevecek son kadında açıldı
Denize
Artık ne zaman bir kayık takılsa
Gidenin ardına…
Ben kıskanırım
Her gideni…
Denizleşir gözlerim
Dalgaların şiddetiyle yıkılır
Tüm o kirpikler…
Artık kavuşsa iki karşı
Kaldırım
Yada
İleride ölmüş iki
Sevgili birbirine…
Biz kavuşamayız artık
Sen içimdesin ben dış hatlardayım
sonuçta…
Aynı ölçmez
Gözler
Ağır değilsin artık
Acı vermiyor yaptıkların
göğsüme …
Kuyuya mı düşer
Her ayrılan adam
Aya benzese de kadın
Hiç mi görmeyi bilmez
Bazen ışık kesilir
Bazen ay
Kırık kanatla gidilen
Diyara
Elbet açılır
Bir yol yada bir tutam yara…
Ya balta vurulur
Her aşka
Yada alta alınır
Her yara sonuçta
Altta kalana kalır
Aşk: köşe başı bir
Seyirlik tadımlık…
(Se)
5.0
100% (3)