1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1169
Okunma
Yolumuz başka artık sabah güneşinin
Sildiği izlerde
Teker teker düşerken artık gece
Yol artık ne senli nede benli
Dudaklarda esir kalmış izleri
Silerken rüzgar
Biten fitilin son damlasında yağmur
İçime sinen ne varsa
Hepsi yarından alacaklı
Ve dünden ölü bir sancıya gebe…
Suçsuz kanat çırpınışlarında
Gece gibi sessiz ve bir ay gibi
Parçalı yükselir sana koşan sesler
Hiç gözün değmezmi elleriyle
Sana açılan pencerelerde…
Düşünki rüzgar değiyor tenime
Sen koşuyorsun
Ardımdan
Gece saklı ağaçlar ardında
Düşüyor yapraklar rüzgarın elinde
Bir düş kurmuşum sen cebimde
Biter bu günlerde
Sen gidersin ben giderim
Saman alevi yalnızlıkların arasındayım
İçim buğday buğday yanıyor
İklimini şaşmış melekler gibi
Düşen ayazın ardından gölgeleri mi
Sürüyorum
Dişlerinde intihar duasında
Açık avuçlarında bir göz ucu yalnızlığıyım
Ben
Ardında kalan kırıntıları
Nimetlenen
Bir adamım
Çekip gidemem vururlar beni…
Uçmayı bilen sen yanımdan….
Düşüyor dilimden seni vuran sancılar
Bir adam gidiyor tek başına
Yoldan çıkmış bir isyanın sırtında
Ellerinde kan oluğu bir nehirle
Sırtına yüklediği dağın kırıntıları içinde…
Sürükle beni de senin diyarına
Aç köpeklerin arasından geçer gibi
Kan akan yanımı eze eze
Bir avuç altından kaçır beni olmadık
Sevgilere….
Düşün ki sevgilim yolun sonu kan
Kokar
Ben artık yokum
Gidiyorum…
Gidiyorum uçkuru çözülmüş
El gibi sapasağlam acılardan
Kurtulmuş yetim gibi bağrımda bir
Tek sazın izleri…
Yok artık göğsümden vuran
Okları saplayacak bir acı
Durup da bakacak bir sancı
Vurun şişeleri ben gidiyorum hancı…
İç denize yelken açan adamlar gibi
Boğazdan dalıyorum
Denizin en dibine sarhoş nidalarıyla
Aklımda yelkenler fora bir ayrılık
Türküsü tüter
Işıkları kapalı gözlerle yüzen
Bir denizden geçiyorum
İçimde ateş dışım mum gibi…
Son kez içiyorum seni kana kana
Kan kalmadı gözümde nede cebimde
Aklım yatsı bir adanın kenarında
Pineklemiş
Uçurum gözlerden diz hizasındayım
Avuç açan kayalıklar gibi
Sensizlik soluyorum en üryan gecenin
Katil adımlarında
Sahipsizim bir sen denizinin
Ayrılık vaktinde
Kaybolmuş aşklar gibi yıldız çiziyorum
Gözlerime
Yönüm yok
Önümde sahipsiz yol
sana benden giden hiçbir şey yok….
acılar güz sancısı gibi içimde
Ansızın vuruyor
Kendini kayalıklara acımadan
Biter gibi gider gibi sen yanlarım
İçimde burkulan tüm o şeyler
Aklımı bitirirken
Sen bitmeyen bir çöl akşamı gibisin
Kumlara karışır adın batarsın içime
Hangi akşamın bedelisin sen
Yok mu içinde ben
İç değil miyiz biz
Bir sen bir ben…
Ayrılık var artık bu yolun sonunda
Kavuşmanın diğer yüzü ayrılık
Ne kadar vursan da içindekileri
Biter bir gün gidilir uzaklara
Tek kalınır elbet
Duvarlar daha yalnız ve yalın
Sancılar daha az ve daha gerçek
Ucundan yana yana tükenmez artık
Fitiller
Ne kazsan ne kazısan çıkmaz artık
O
Giden gitmiştir…
Kalanlar yoktur...
Olduğu kadar….
İç çekişlerin arasından
Bakan mutluluklar
Kör..
Görmeyi bildiği kadar…
Artık yalnız açılır her tekne
Kıyıdan uzaklaşan her
İnsanın içine işler
Geri dönmemek
Ulaşabildiği kadar…
Yakılan mumlar tükenir
Bırakılanlar kaybolur
Gökyüzünün üstünde
Her insan
Baktığı kadar kaybolur
Gördüğü denizde…
Uçanlar bulutlara
Yakın olduğu sürece
Özgürdür…
Toprağı seçenler
Biraz ölü biraz yağmurdur…
Her insan bulutlar gibi ölülere
Ağlayınca…
Bir kapı gibi içeri açılınca
Kalpler
Gidenin rüzgarında kurulanır
Islak yanaklar
Yıllardan beri her sabah
Güneşe ağlarım ben
Yüzümde geceden kalma
Islak bir gece konaklar….
Herkes bir türkü söyler
Dillerden dillere dolanır
İsimler…
(Se)
5.0
100% (2)