3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1118
Okunma
Sabahlamaktan vazgeçiyorum
Ara sıra senin okşadığın saçlarla
Uçları kırık başaklar dökülüyor
Sanki omuzlarıma
Artık sakin ve sessiz yanıma çekilerek
Susuyorum dişlerim ayrılıkları
Kesmiyor zaman işledikçe tenime
Seni beklemekten başka
Çaresiz ve her yanı kemirilmiş
Uykulu bir yastık gibiyim
Daha boş işler için başvurusu
Geri çevrilmiş bir tanrı emeklisiyim
Ölmeye bile yetmiyor cebimdeki
İsyan ve ayrılık kırıntıları
Gölgelerin içine saklanmış anlamlarda
Var olmayı seçtim artık ikimiz için
İsimsiz bırakıyorum
Açık zarfların yüzlerini
Çok şey gördüler bize dair korkuyorum
Anlatmalarından seni ve beni
Gittiğin günü ve kapıları
Ve saatleri kurmayı unutarak
Seni aklımın iplerinde boğuyorum
Seyrederken yağmurlu akşamları…
Sulu ve birazda ağır vasıta acılarla
Geçiyor günler
Hala sokak aralarından çıkmayı becerememiş
Arabalara sığdırılan yaralılar
Aynı acıyı işliyor
Aklımın en tenha ve ücra kıyı şeridinden
Geçiyorsun
Masallardaki prensesler gibi…
Üstüme devrilecek gibi hatıraların
Altında bir suçlu arıyorum
Ve sorgusuz cevaplara kapanıyorum
İçinde kimseler yokmuş gibi
Sıkı sıkı giyinmişim seni
İnkar ediyorum tüm soğuğu…
Açık gözlerden bakmanın sancısına
Yenik düşüyorum
Seni özlediğim zamanlarda
Bir bıçak sanki göğsümü deşer gibi
Açıyor
Bekliyorum kuşlar kargalar uçacak diye
Nereye uğramışsa parmakların
Oradan yıkım haberleri ve ölülerin
Sesleriyle irkiliyorum
Gece rüyalarda sokaklara çıkmaya korkuyorum
Elinden tutmuş seni götüren adamlarla
Karşılaşıp seni kurtaramamaktan
İçimde sıkışan bir şeylerin düğümlendiği
Anlarda en çok rüzgara ve yıldızlara
Bakmayı seviyorum
Seni sevdiğim gibi…
Hala iplerle uçmayı seviyorum
Rüzgara arkadaşlık ediyorum
Gittiğin günden beri…
Tek tük açmaya başlamış çiçeklerin
Sürüldüğü tepelere dalarak
Seni hayal ediyorum
Bulutlardan bir tablo çiziyorum
Resimleri astığım duvarlara sızan
Yağmur damlaları gibi
Sızıyorum bıraktığın ne varsa…
Hasretlere özlem duyan zincirler gibi
Bağrıma basarak sahipleniyorum
Ne kadar toprak varsa basarak
Ayak izlerini bıraktığın…
Her çukurun gölgesinde sabahlayarak
Uyanıyorum sana biraz daha
Yakınlaşıyorum
Güneşin uyandırdığı çiçeklere benziyor
Yüzüm
Sabahları hep kırağı bağlayarak
Eğik bir dudakla kazıyorum
Resimlere bıraktığın o gülüşlerini
Cam kırıklarında
Aynalara küs bir adamın kırgınlığıyla
Seni çiziyorum paslı duvarlara
İsyan ediyorum
Suçluluk duygusunda boğularak
Birazda ben suçluyum…
Aşk hep suçludur…
Gülen yüzünü sessizce çıkartıp
Cebimden
Saçlarını okşuyorum düşlerimde
Son aşk parçalarının kırıntılarından
Yapılma bir evin içinde
Ürkek ve sensizliğimden kırptığım
Çeyizlere sarıyorum seni…
Koşarak uzaklaşıyor yıllar
Değişen dağların yorulmuş yüzlerinde
Sallanan bulutlar uyumuyor artık
Çok şey giyinmiş yalnızlığım
Senin sıcaklığından arta kalanlarla
Kış aylarına çıkıyorum
Her yeri kaplayan örtülerin altından
Sımsıkı bağlanarak toprağa
Sana avuç avuçluyorum
Hala bekler gibiyim
Şuradan çıkacakmış gibisin…
Boş kapı aralıklarına sığınarak
Ellerini sıkıştıran o boşluklara
Sığdırıyorum kendimi...
Artık adında rüzgar gibi
Uğultulu bir şekilde esmemeye başladı
Saçlarımda
Koşmayı özleyen hasta çocuklar gibi
Mutsuzum
Sağır ormanların içinde kaybolmuş
Dudaklara asılmış gibiyim
Heceleyerek yürüyorum sana
Özlemlerin kucağında öksüz
Ve sığınaklara uzaksın sevgilim
Korkuyorum artık daha çok
Ve daha fazla…
Yalnızım ve hayalim…
Ağır ve hüzünlü geçip giden
Zamanın arasında
Yoksun artık…
Damarlarıma sıkışıp kalan
Özlemler gibi boğuyorsun
Aklımı…
Hiç olmayacak kadar
İçerlediğim bir kadından arta kalan
Öksürüklerden başka
Hiçbir şey yok aklımın hatıra
Defterlerine kazınmış
Ve saklanmış…
Artık korumasız bir şehrin
İstilasına az kala dualarla
Bedenime sarıyorum seni
Ağıtların avuçlarında tanrı kaleminden
Bir iki satır daha ayırarak
Seni benden daha çok kim sever
Diyorum…
Dudak sarhoşluğundan arta kalan
İçkilerin yıllanmış diplerinde
Küf bağlayan hüzünlü günlere tutunuyorum
Azda olsa
Atık yaşlanmış ve güçsüzleşen bedenimden
Issız yollar çıkmaya başlıyor
Seni düşürerek kırdığım
O kalp eğerken sırtımı
Yine içiyorum
Ve sınır kıyılarına asıyorum
Kendimi…
Çırpınışlarım seni kurtarmak için sadece
Ben aşkı da bırakıyorum
Bu toprakta açması için sana…
Belki saçların yine özler
Kulaklarında benden bir şeyler…
(Se)
5.0
100% (3)