0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1054
Okunma
Bir intihar havası var
Başka şehirlerden gelmiş bir kadının yüzünde
Sahipsiz şehirlere göz kulak olan kaldırımlar
Şahit olan yıldızlar bir bir söndürülür
Ölenlerin düşlerinde aşklar
Kırılır kemikler kollarımda
Söz verdim bugün seni görmemeye
Dilim damağım dişlerime dolandı sessizce
Herkesin dilinde bir yalan bir kadın dolaşır…
Bu şehrin acılarında...
Susulacak suspus içinde
Yaşanacak
Bir pusuda aşk
Öyle alnıma yapışacak
Senin gibi
Tam on ikiden vuracak…
Saatler mi geçiyor
Eleğin dibinden
Yoksa
Kavuşma zamanı geçti mi?
Alın yazısında…
Odanın içinde ağır bir
Koku daha Annem gibi
Daha Babam gibi sarıla sarıla
Onlarda mı gidiyor…
Al yanına bu kalbi
Bir yolculuk armağanıdır
Gidenin bohçasında…
Tok karnına
Yalnız yürünmez ufka…
Şimdi söyle yaşanılır mı?
Geride
Sen ben o ve onlarla
Nasıl paylaşılır
Aynı karede bir kadın…
Gidilse en uzak şehrin
Kadısına
Ayırmaz bizi asla…
İpin ucuna bağlasam
Senden arta kalan
Odanın bütün eşyalarını
Senin kokuna sarıp
Sallasam denize
Tutunur musun giderken
Aksayan dizlerin ile…
Kursam uyanmak için
Ellerinin değdiği saatleri
Bu defa uyanmamak için
Kaldırır mı beni mahşer
Sessizliğine…
Fırlasa zamanın içinden
İki ok ikisi de tam on ikide
Buluşur mu üstümde…
Sakın yanlış anlama
Çaresizliğim den değil
Kader mahkumu gibi
Ellerimi bağlamam...
Dua etmekten aşındı ellerim
Acıyor avuçlarım...
Tanrının okuduğu yerleri
Üflüyor melekler…
Yokluğuna saf tutulabilir
Artık
Sevaba yaklaşılıp
Bir ayrılık işlenebilir…
Boş yastıkların çukur yerlerinde
Sağır ölünebilir
Gelmeyeceksin diye…
Sesler kısıldı radyolar sağır
Sokaklar dilsiz
En ayrılık yanından koptu bir
Kelebek ışığa doğru
Gölgeler yok
Adamlar kayıp
Bir şehrin en derin yarası
Açıldı bu gün
Bir adam daha öldü
Doğduğu gibi yalnız ve aşksız…
Karıştı özüne biraz
Bulut biraz toz biraz koku
Gidenin ardında bıraktığı
Bir kopya adamdı artık
Soluduğu hava tamamen
Karışık…
Piyonlar karıştı
Vezirler atlar kaçtı
Devrildi bir oyunda
En önemli hamleler…
Şah damarıma yapıştı
Mat renkli bir kadın…
Yenildi bir adam şah mattı
Soldu içimdeki bütün sevgiler…
Artık aralık bırakma zamanı
Gidenin ardından
Geriye kapanır bütün kapılar
Akıl çıkmazlarında
Oyunlar…
Mendillere işlenen yazılar akar
Gözümden
Bir gökkuşağı gibi
Düşer gözlerimden hayalin
Kim görse yine sen geldin sanır
Pencereme…
Kendim için bir şey
İstiyorsam namerdim
Yeter ki
Yolunu gözleyen
Çocukları sevindir...
Artık karışma zamanı iç içe
Sokulan bir yüzde…
Kaç insan sığar kıyılı köşeli
Genci yaşlısı bir aşkın suretine
Kim düzeltir ucundan
Kim siler fazlalığı…
Aşkın adı yokken resmi yapılır mı?
Sen ne zaman dua etsen
O zaman siner yüzün yüzüme…
Ay sustu dilimde
Ateş dansında durdu bir Çingene
Yıldız soldu yüzünde
Üşüdü bir adam
Yalnız sesinde…
Susuldu artık
Giden gitti yarına
Eller kavuştu bir diğer yarısına
İsimler okundu
Ve tanınmadık sesler üflendi
Bir ölünün yaralarına…
Taşındı sorgusuz sualsiz
Taştan bir bekleyiş anına
Yüzler soluk
Diller kesik bir anda bozuldu
Gidenin yası
Yaş değildi artık sevda yanları…
Bir kadın gelip geçti
Bu kaldırımların acıların arasından
Yağmurlar yağarken ağlatan bir
Topuk sesinde çığlık çığlığa esti
Rezil etti yalanların kuyruğunda
Peşi ardına gelen bir adamı
Şimdi ölmenin çıldırmanın anası
En rakı şişelerinde deniz sefası gitmelerin
Kadını
Kopan acıları sıvadım açık bıraktığın
Yanlara
Nasıl gittin onca ses
Onca aşk cebinde
Başka adamların ceplerine mi?
Bıraktın acıları
Göz yaşlarımı nereye bıraktın
Daha kimlerin ahını aldın
Ey yüzsüz kadın…
(Se)
5.0
100% (2)