18
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1515
Okunma


döküldü baharın şemsiyesinden eteklerime
hazan yağmurların
sarı saçlarını ördüğüm güneşin gamzeli yüzünden
topluyorum hasatsız gözlerini boş ambarıma
geçtiğim yollarda ayak izlerime kılavuz olsun
ektin dünyanın tarağından
yüreğime alev topunu
ırmakları kurudu derelerimin
sarı başaklar boy verdi bozkırlarımda
ben hala toprağı eşelerim
köklerime tutunarak
/neması eksik bu diyetin
hala faizlerinde cebelleşirim/
yaz bulutu vurunca yürek çeperime
anaç toprağın çatlamış zulasından
karanfil kokulu saçların gelir aklıma
bir damlaya muhtaç çocukluğum
sokulur koynuma
ve
birde senin hasretin
ecel koklamış gibi
titrer bedenim
kader sayfasının her yaprağını yakıyorum
çaresizliğimle...
k/öze düşen kar tanelerini gördüğümde
teneşire değiyor bedenim
ruhumu topluyorum fanusuma
belki bir gün
vereceğim ellerine
belki…
Nuh’a kavil eylemişken kes uçurtmasını firakın
kır tırpanasını mevsimin hep baharda kalsın
- okyanuslar örtün sevdamın üstüne
ne tufan vursun/ nede korsan çalsın-
göçmen kuşun kanat çırpışında götürüyorum yürek sızılarını
bir tarafı delik hep testinin sızdırır içten içe
yama tutmaz ki bu acılar
nikâh kıymış ay feneri gibi yakar
yaren olduğum
vehim sancılar ...
5.0
100% (11)