11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2923
Okunma

’simsiyah sayfada bembeyaz bir yazıyla,
seni bulduğum yerde, kendimi yitiririm;
benden bir çiçek iste, bir bahçe getiririm... Bahaettin Karakoç’
başını dizlerime koyduğunda gülizâr
en sarı dokunuşlar sağarım zamana ben
çiğdem bakışlarımla bilenir hasr-ı nazar
perçinlenir göğsümde saçlarının mahuru
ve çağlayan coşkusu süründüğünde temren
kirpiğini tütsüler yüreğimin buhuru
en deli ahvâlimin gömleğini giyerim
suskun gözbebeğime yansıdığında yalaz
begonya dallarında yeşillenir cevherim
ninnilerle avunur serenât söylencesi
çalapaça huzura yüz bulduğunda palaz
edimde nakaratlar koparır eğlencesi
başını dizlerime koyduğunda gülizâr
vuslat ateşleriyle ağarım zamana ben
karanfil sarhoşluğu biriktirir umutlar
şahlanır doru atlar yorgun düşen yarımda
ve belik dizginleri boşandığında sergen
düzlüklere yaslanır dağlar damarlarımda
süvari hoyratlığı emziririm kör-kütük
aşkın uğultusuna sindiğinde inkişaf
leylâklar yürütürüm ünlere bölük bölük
cilvelenir toynaklar heyecan vadisine
titreyen takvimlere kestiğinde her taraf
göveren gök oynaşır sefa münâdisine
başını dizlerime koyduğunda gülizâr
naif râyihalarla doğarım zamana ben
menekşe kokusunda dirilir bir ilkbahar
çayır çimeni okşar börtü-böcek edâsı
ve yedi renk elyafla tarandığında evren
bende dillenir mosmor malihulya sedâsı
bentlere serilirim beklerim melül melül
suçüstü düştüğünde avuçlarıma ihlâs
difenbahya misâli salınır özleme kül
süslenir nisan tonlu devingen yaprağına
ılgım salgım bir figan üleştiğinde atlas
ben ismini işlerim günleyen toprağına
başını dizlerime koyduğunda gülizâr
kadife telâşımı yığarım zamana ben
bir gül kutsallığıyla bezenir alnımda ar
tel-duvak filizlenir güzelliğin enginde
ve ebrulî hazlarla donandığında çehren
masmavi mihrinurlar boyanırım renginde
tetik yalnızlığımla çıkarım sabah sabah
kan-revân yollarıma üşüştüğünde sebep
lavanta seslerinde öbekleşir dil-ferâh
canlanır doludizgin koşturduğum neşesi
bâkir tövbelerimle yüzleştiğinde edep
yaralarımı sarar şehrin her bir köşesi
başını dizlerime koyduğunda gülizâr
nâfiz gülüşlerimle yağarım zamana ben
nergis haytalığında şımarır çilli işmar
sürmelenir gamzeli çifte dudak bükümü
ve sargın örtülere büründüğünde sepken
bulutlara dadanır kor şafağın sökümü
bir kızılşahin gibi çağlarım kanat kanat
yerden göğe aşk ile süzüldüğünde ikrâr
kantaron çiçekleri toplar nevrime hilkât
yel yepelek haykırır nefsim yalgın yüzüme
başını dizlerime koyduğunda gülizâr
sadakâtim mıhlanır bezm-i elest sözüme
yirmidörtşubatikibindokuz-tarsus
hakan ilhan kurt