7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1574
Okunma

Alnının ortasına kondurduğum bu küçük öpücük
ve gözlerindeki şükreden huzurun sesi
ruhum deli ceylanların ayaklarına bağlı bir şey
ben yalnızca aşkımın sesini dinlemekteyim
tüm sesler uzağımda kalsa da vakt-i zamanda
kalbimde coşkun ırmaklar gibi çağlamayı bilecek aşk
bulutları çoğalacak üstümüze tüneyen göğün
ılık yağmurlarda filizlenecek gönlümüzün çocukları
yeniden yaşanılır olacak akşamdan sonra yıkık şehirler
güvercinlerin uçuştuğu umutlu bahçelerde aşk imzası
atılacak temelleri atılır gibi bir binanın onurla
ve tutulacak güneşin oynaştığı masmavi gün sarısı
çocuksu ellerimize seslenen oyunlarda
kimsenin giremediği bir karanlıkken kalbinin sokakları
kandilli gecelerde izi belirsiz bir çıkmazken gönlün
istemezken hiçbir aşkı ve beklerken puslu bir belirsizliği
ben yollarına dikildim herhangi bir akşamın seçilmişliğinde
şaka gibi, rüya gibi, inanılmaz bir şey gibiydi başlangıcımız
beklenilmeyen bir aşkı bu kadar beklenilir kılan
nerede yaşadığını bile bilmediğin o muhteşem adam
hayallerinde büyüyen o siyah beyaz görüntüsü ile
alnının ortasında yaşamayı seçti rengarenk
sevgilim
yitirdiğimiz zamanlar yitik
geçmiş ardımızda kalmış bir sağır oda
yaşamak olabildiğince anlamlı ve güzel
şarkılar kadar akıcı bir şey saklı dilimizin ucunda
seni seviyorum…
dedikten sonra
kollarını dola boynuma
o zaman
kar erir, rüzgar ölür, yağmur diner
bir mayıs baharı gibi dirilir aşk
dudaklarımızda…
Bir masalı gerçek kılan ve bir gerçeğe masal gibi bakılmasını sağlayan o fotoğraflarda,
en eskimez görüntüsü ile ruhumuza seslenen ve içimizi titreten serseri bir çocuğun yüzüydü sevda!
Nevzat KONŞER
Ocak 09