5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2907
Okunma

/Şimdi sen bir rüzgârın eteklerinde iklim karası
ben doruklarda siperlenmiş rüzgar gülü.../
hani yalnızlık satan dudakların nerede
bir şehri kuşatan o amansız orduların
denize masmavi yamalar yapıştıran
ve eksik yerlerini dolduran yarım kalmış bir hayatın
zülfikar gibi kesip de göçen göğümün en sağlam yerini
kuşların nerede/ asi rüzgarlarda öksüz bebekler doğuran
korkuların/bir nakkaş hokkasından ufuklar yoğuran
umutların nerede/ rüzgar ağlayışlarıma duyarsız
dağların kalbinde ölürken Mecnuni hikayem!
derim ki: çeşm-i bülbüller susarken gül kurusu yüreğime
kırlangıç göçüşleriyle sulanıyordu mihrabın kurak yönleri
ve bir gece/kondu en zayıf yerime
bedenimde imarsız bir kadın temeliydi gözleri
yasaksız/ kitapsız/ zararsız bilinirken inançlar
ne günahlarını sorgularsın ne de sevaplarını zamanın
demir tavında dövülürken şair aşkları bir vakitler
şiir tadında görürsün rüyaları/ hayallerinde küf kokulu Fuzuli divanın...
şiirlerin rengini akıtırken günahsız ellerim
ne bir şair teyakkuzu yaşanırdı dar ağacı uykularda
ne bir ufunet renginde solunurdu can kırıkları
artık her yol bir eleme çıkan hece vezniyse
her aşk hayal meyal zengin bir kafiye...
su gibi inadına
vakit gibi hızla
aşk gibi arsızlıkla
sevmek ve gitmek arasında her şey
dudakların ortasında...
güle güle ey aşk...
yolun açık olsun...
Nevzat KONŞER
Mayıs 10
5.0
100% (2)