0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
33
Okunma
Güneş, senin kirpiklerinde yeniden doğuyor Nihal,
altın ışıklar, toprağa düşmüş bir nefesten yükseliyor.
Karanlık, sırtından kayıp bir cübbe gibi düşerken,
içimde bir aydınlık, bir “O” var şimdi.
Sen, sabahın ilk duasında ıslak bir gül,
ben, geceye düşmüş bir harfin sırrıyım.
Seninle soluk alıyor zaman,
seninle tamamlanıyor eksilen her an.
Bu aşk, bir nehrin yatağına yazılmış bir isim,
sular çekilse de, taşlara işlenmiş kalacak.
Sen Nihal’sin, adın bir dua gibi dudaklarımda,
ben, bir “hiç”im “O”nunla bir “hiç”.
Yürüyoruz seninle aynı sokaklarda,
ayak izlerimiz iki ayrı dilde yazılmış bir şiir.
Sen, maddesin ve mânâsın,
ben, arayışın kendisiyim.
Güneş batarken, gölgeler uzarken,
içimdeki “O” seninle konuşuyor Nihal.
Belki de sen, bir kitabın açılan sayfası,
ben, satır arasında kaybolmuş bir noktayım.
Ve her sabah, uyanışımda yeniden doğuyorsun,
kirpiklerinde güneş, sözlerinde sır.
Bu dünyalık aşk, öbür âlemin kapısı,
sen Nihal’sin, anahtar sende, “O” bende.