Bir sabah yürüyüşünde iki harf belirdi önümde;
Biri bükülmüş bir sır gibi eğiliyor,
Biri göğe uzanan bir nefes gibi duruyordu.
Vâv ve Elif
İki şekil değil, iki hâl, iki yolculuktu.

Vâv’ın gölgesi yoktu, çünkü eğilmiş her varlık
Nurun altında kendi siluetini kaybederdi.
Elif’in gölgesi görünmüyordu;
Çünkü dosdoğru duran, ışığın kendisi olurdu.

Yaklaştıkça anladım,
Vâv teslimiyettir, bükülen benlik
Elif tevhid idi düzelen hakikat.
İkisi yan yana durduğunda
Kul ile Kudret arasındaki ince çizgi görünürdü.

Bir ses geldi içimden,
“Vâv, senin eğildiğinde hâlindir;
Elif ise sende doğrulan hakikattir.”
Ve öğrendim ki hakikate yürüyen
Bu iki harfin sırrında yürürmüş.

Vâv’ın kapısından geçtim önce,
Benliğimin kabukları döküldü.
Her kırılışım bir nefes kadar hafifledi,
Her nefesimde bir perde kalktı.
Benlik eğildikçe yol doğruldu.

Sonra Elif’in eşiğine vardım;
Kapı yoktu, duvar yoktu sadece bir duruş.
Elif’te yürümek adım atmak değildi;
Elif’te yürümek, içindeki eğiklikten
Bir damla bile taşımamaktı.

Vâv dedi ki:
“Eğilmeden doğrulamazsın.”
Elif dedi ki:
“Doğrulmadan yürüyemezsin.”
Ve ikisi aynı anda sustu,
Çünkü hakikat susulduğunda anlaşılırdı.

Sözler kayboldu, harfler kaldı,
Harfler yok oldu, mânâ kaldı.
Mânâ ilerledi içimde,
Adımımın önüne geçti.
Ben yürüdüm sanırken
Yürüyen, Vâv ile Elif’in sırrıydı.

Çöktü içime bir aydınlık,
Vâv’ın tevazusu ile Elif’in vakarından doğan
Yürüyüşüm iki uç arasında salındı:
Biri “yokluğum”,
Diğeri “Sen’deki varlığım”dı.

Her adımım bir Vâv oldu
Eğildim, kırıldım, büküldüm.
Her sükûtum bir Elif oldu
Durdum, doğruldum, yükseldim.
Gölgesizliğin sırrı burada saklıydı
Eğilen benliğin gölgesi olmaz,
Doğrulan hakikat karanlık çıkarmazdı.

Güneş döndü, geceler aktı,
Harflerin sessiz terbiyesinde kalktım.
Bir noktada anladım ki
Vâv ile Elif birleşince
İnsan denen sır tamam olurmuş.

Ve yolun sonunda değil,
Yolun harflerinde gördüm hakikati
Teslim olan Vâv,
Tamamlanan Elif olup yükselirmiş.
Ben de o günde öğrendim
Yürüyen adım değil, harftir;
Vâv’da eğilen, Elif’te doğrulan bir harf.

HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(20 Kasım 2025)